Tarihi denizde arayanlar Ege'nin mavi sularına açıldı...
YAŞAM-TURİZMMerkezi İzmir’in Urla İlçesi’nde bulunan 360 derece Tarih Araştırmaları Derneği üyeleri deneysel arkeoloji projeleri kapsamında iki bin yıl önceki teknikle yaptıkları Fenike gemisi Hippoi (Uluburun II) ile Ege’nin mavi sularına açıldılar.
İlk gün kürek ve rüzgar gücüyle Urla’dan Foça’ya gelen Hippoi sabah saatlerinde Ayvalık’a gitmek üzere Foça Limanından ayrıldı.
21 yıldır deneysel arkeoloji çalışmalar yapan ve daha önce yaptıkları, Phokaia’ların kullandığı 50 kürekli Kybele isimli antik gemi ile Foça’dan Marsilya’ya giden 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği bu kez bir Fenike teknesine hayat verdi. Antalya’nın Kaş İlçesi Uluburun Mevkii açıklarında bulunan batık model alınarak yapılan ve pruvasındaki at başı nedeniyle Latince “at” anlamına gelen “Hippoi” isminin verildiği antik gemi bir servis teknesi. Tam anlamıyla her yere gidebiliyor, her şeyi hızlı yapıyor. Özellikle Mısır’la Lübnan arasında sedir ağacı taşıdığı biliniyor. Hippoi’nin tekne özellikleri, dayanıklılık, manevra kabiliyeti, yelken performansı ve navigasyon yetenekleri konusunda deneme faaliyetleri denizde seyir yaparak gerçekleştiriliyor.
“TARİHİ ARKEOLOJİMİZİ İNSANIMIZA VE DÜNYAYA TANITIYORUZ”
Amaçlarının Türkiye’nin zengin tarihi arkeolojisini önce kendi insanımıza sonra dünyaya tanıtmak olduğunu belirten 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği Başkanı Mualla Erkurt 21 yıldır bu uğurda yoğun deneysel faaliyetler yürüttüklerini söyledi. Mualla Erkurt; “21 yıldır deniz arkeolojisi ile ilgili projeler yapıyoruz. Amacımız bu ülkenin zengin tarihi arkeolojisini önce kendi insanımıza sonra dünyaya tanıtmak. 21 yıl önce Uluburun batığını yaparak başladık. Daha sonra (Phokaia’lıların kullandığı) Kybele teknemizi yaptık. Foça Marsilya projemizde kullandık. Foça’dan Fransa’ya, Marsilya’ya gittik. Şimdi de Hippoi teknemizi yaptık. Antik dönemde tekneler çok farklı yapılıyordu, imalat teknikleri de yelken performansları da çok farklı. Hem bunları deneylemiş oluyoruz, hem de eski insanların ne yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını, nelerle uğraştıklarını, anlamaya ve anlatmaya uğraşıyoruz. Bu teknemiz Fenike uygarlığına ait bir tekne. Günümüzden 2 bin yıl önce Fenikeliler Akdeniz’de çok önemli bir uygarlık. İyi denizciler. Bütün Akdeniz kıyılarında, Akdeniz’den çıkıp Okyanus kıyılarında da koloniler kurmuşlar. Büyük bir ticaret ağı oluşturmuşlar. Çok ta özel, Hippoi dediğimiz at başlı tekneleri var. Bizde bundan yapıp, aynı şeyi deneyimlemek için yola çıktık. Urla’dan çıktık, Foça’dayız. Şimdi Ayvalık üzerinden Bozcaada’ya devam edeceğiz. Hem teknenin durumunu hem yelkenin performansını göreceğiz. Antik dönemde imalatta hiç çivi kullanılmıyor. Ahşaplar birbirine zıvanalarla geçirilip tekrar ahşap çivilerle bağlanarak konstruksiyon oluşturuluyor. Birde çok değişik bir sistem var. Önce omurga konuluyor. Sonra dış kabuk, yani gövde oluşturuluyor. Daha sonra içine kuvvetlendirici dediğimiz postalar konuluyor. Çok zor bir teknoloji aslında. Ama biz 21 yıldır deneye deneye nasıl yapıldığını anlamaya ve öğrenmeye çalışıyoruz.” Dedi
FİKİR ÇOK DENEYEN AZ
Geminin Kaptanı, 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Serim Paker ise 20 yıldır bünyesinde yer aldığı derneğin projelerinde kaptanlık ve navigasyon kısmında görev aldığını söyledi. Serim Paker; “Antik dönem seyir teknikleri, armalar, dümenler, manevralar, bunlarla ilgili bir takım deneyler yapıyoruz. Bu gemilerin bir yerden bir yere nasıl gittiği ile ilgili çok sayıda fikir var. Ama bugünün gözlüğü ile bunu deneyen çok az araştırma grubu var. Biz onlardan bir tanesiyiz. Gördüğünüz Fenike teknesinde kürek dümenler, gabya arma, kabasorta, dört köşe yelken var. Urla’dan buraya gelirken çok güzel bir lodos yakaladık. Güzel hızlara çıktık. Ama gördük ki kaptanın planladığı rotadan ziyade rüzgara tabi bu gemiler. Tabii şimdilik tahmin ediyor ve deneyimliyoruz. Uygun rüzgarı bekleyip o şekilde gittiklerini tahmin ediyoruz. Her türlü seyir denemesi yaptık. Pupa performansı çok iyi. Bugün kuzeyli rüzgar geldi, o yüzden güneye doğru seyir yapacağız. Denemek istediğimiz birkaç şey daha var. Manevralarda kürekleri kullandık. Çok az eğitim almış bir ekip olmasına rağmen, bu dar yerde çok güzel manevra yaptık. Manevra sıkıntımız yok, ama uzun yol konusunda kuşkularımız var. Daha çok seyir yapmak, daha çok denemek, daha çok gitmek ve kaydetmek lazım.” dedi.
Her seyirde değişen 15 kişilik çok iyi bir ekibi olduğuna vurgu yapan Serim Paker, aynı anda 10 kişinin kürek çekebildiğini, yelken basıldığında daha az personele ama sadece sereni yukarı çekmek için bile kuvvetli 6 kişiye ihtiyaç olduğunu bu tür antik gemilerin turizm ve tanıtım amacıyla kullanılabileceğini sözlerine ekledi.
Antik geminin Ayvalık’tan sonra Bozcaada’ya gideceği ve daha sonra buradan, çıkış limanı Urla’ya döneceği açıklandı.
Seyfi GÜL/Foça Gündem
İlginizi Çekebilir