© Kimse Duymasın 2020

Turgay Demirel'den Türkoğlu'na sert yanıt...

Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) eski Başkanı ve FIBA Avrupa Başkanı Turgay Demirel, 10 gün kadar önce eski bir olaydan dolayı TBF başkanı Hidayet Türkoğlu'nun yaptığı açıklamalara sert bir yanıt verdi.

Demirel açıklamasında Türkoğlu'nun kendisini iftiralarla itibarsızlık çabaları içinde olduğunu belirtip, "Keşke bu son iftiranız 2019 yılı Mayıs ayında FIBA Avrupa Başkanlığı seçimi için karşıma TBF olarak Sırp adayı çıkartıp, TBF kaynaklarıyla kampanyasını yaptığınız dönemde aklınıza gelmiş olsaydı" dedi.
Demirel'in açıklaması şöyle:
Geçtiğimiz hafta içerisinde önce Hidayet Türkoğlu tarafından resmi twitter hesabında birkaç paylaşımda ve sonrasında TBF sosyal medya hesaplarında yaptıkları basın açıklamasında dile getirilen, içinde sıkça adımında geçtiği asılsız suçlamalar nedeniyle, bu açıklamanın yapılması gereklilik arz etmiştir.
Göreve geldikleri ilk aydan itibaren şahsımı karalamak amacıyla pek çok iftira atan ve itibarsızlaştırma gayretlerine kesintisiz devam eden H.Türkoğlu ve TBF yönetimi, bu kez oldukça gerilere gitmişler ve A Milli takım maçlarının oynandığı günlerde, kurgulanmış bir sosyal medya operasyonu için harekete geçmişler. İlk olarak 26 seneyi aşan bir süre önce yaşanmış ve bugünlerde farklı kişiler arasındaki mücadele nedeniyle gündeme getirilen bu olayla ilgili gerçekleri kamuoyu ile paylaşmakta yarar var.
O yıllarda Avrupa’nın önde gelen basketbol ülkelerinin yaptığı gibi, ilk kez bir Türk Milli Takımının ABD’ye gönderilmesi ve önde gelen üniversite takımlarıyla oynayarak tecrübe kazanmaları amacıyla Ümit Erkek Basketbol Milli takımının 9-19 Kasım 1994 tarihleri arasında ABD’de farklı şehirlerde katılacağı bir program yapmıştık. Bu süreçte yaşanan olayın içyüzünü şu şekilde özetlemek mümkün.
-Önce TBF adına yönetici olarak Efe Aydan’la birlikte görevli antrenör ve seçilen sporcuların yer aldığı, GSGM tarafından kafile başkanı olarak Sabri Sadıklar’ın görevlendirildiği, 16 kişilik Ümit Milli takım kafile listesine Bakanlık onayı alınır.
-Sonra vize işlemleri için ABD İstanbul Konsolosluğuna başvurulur. TBF İstanbul ofisinde görevli TBF İdari Koordinatörü N.Gencer tarafından imzalanan liste ve hazırlanan tüm evraklar, burada çalışan Ç. Ertan tarafından 7 Kasım 1994 tarihinde ABD Istanbul konsolosluğuna iletilir.
-Vize evrakları ile ilgili olarak bir sorun tespit eden ABD Konsolosluğu yetkilileri ertesi gün, TBF İstanbul ofisinde çalışmakta olan Ümit Milli Takım kafile yöneticisi Efe Aydan’ı konsolosluğa davet ederler.
-Vize için yapılan başvuruda Milli Takım kafile listesinde bulunan, hepsi Giresun doğumlu 5 kişiyi tanıyıp tanımadığını sorarlar. Efe Aydan bu kişileri hiç tanımadığını, Milli Takım ile ilgilerinin olmadığını, Milli Takım kafilesinin yalnızca 16 kişi olduğunu söyler.
-Konsolosluk görevlilerinin bu aşamada 16 kişilik Bakanlık onaylı listesi içinde vize veremeyeceklerini söylemelerinden sonra, aynı gün Basketbol A Milli takımı İsrail maçı için geldiğimiz Tel Aviv’de, bütün bu gelişmelerden haberdar edildim.
-İlk olarak dönemin Gençlik ve Spor Genel Müdürü İhsan Çoşkun ve TBF Yönetim Kurulu üyeleri ile durumu değerlendirerek, acil soruşturma yapmak üzere GSGM Teftiş Kurulu müfettişlerinin görevlendirilmesi talep edilmiş; 16 kişilik Ümit Milli takım kafilesinin vize işlemlerinin tamamlanarak bir gün gecikmeli de olsa yola çıkmaları ve ABD programının aksamadan gerçekleşmesi sağlanmıştır.
-Diğer yandan bu müessif olay süratle tüm boyutlarıyla incelenmiş, yapılan sorgulamaların sonucunda, 16 kişilik Milli Takım kafilesine İ. Seten tarafından ABD vizesi almak amacıyla hepsi Giresun doğumlu 5 ismin daha ilave edilmesi için evrakları getirdiği; 21 kişilik yeni listenin ve evrakların yer aldığı başvuru dosyasının TBF İdari Koordinatörü N. Gencer tarafından imzalanmış olduğu tespit edilmiştir.
-Bu ağır suçu bilerek ve planlayarak yapanların TBF ile olan ilişkisine son verilmiş ve haklarında “Gerçeğe aykırı belge düzenlemek suretiyle vize talebinde bulunmak” fiiliyle suç duyurusunda bulunulan bu kişiler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şubesi tarafından gözaltına alınmış, Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilerek, haklarında yasalar doğrultusunda dava açılmış ve yargılanmışlardır.
-Ayrıca TBF olarak, bu konu için görevlendirilen GSGM Teftiş Kurulu Müfettişleri ile yakın işbirliği yapılmış; soruşturmaların tamamlanması sonrası GSGM makamına ve TBF’ na 24.02.1995 tarihinde Teftiş Kurulu Başkanı M. Enginar tarafından gönderilen rapor doğrultusunda gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
1994 yılında gerçekleşen ve 1995 yılında TBF açısından kapanan bu dosya ile ilgili olarak bugüne kadar, yani aradan geçen 26 yıl boyunca “Turgay Demirel” ismi bir kere dahi bu olayla ilişkilendirilmemiş ve gündeme gelmemiştir. Öyle ki, bu süre içerisinde katıldığım 5 TBF başkanlık seçimlerinde, hakkımda pek çok asılsız suçlama yapılmış olmasına rağmen böyle bir konu hiç bir seferinde gündeme gelmemişti. Ayrıca TBF Başkanı olarak görev yaptığım uzun dönem içerisinde, hakkımda medyada sürekli olumsuz yazı yazarak pek çok asılsız ve haksız suçlamalarda bulunan kişilerinde bu konu ile ilgili tek bir yazı yazdıklarını hatırlamıyorum.
Ancak bugün Türk Basketbolunu yöneten; eğitim, beceri, vizyon ve iş bilme seviyeleri herkes tarafından görülen H.Türkoğlu ve TBF yönetimi kalkmışlar, 23 yıl süre ile TBF Başkanı olarak görev yapmış ve 7 yıldır FIBA Avrupa Başkanı ve FIBA Dünya Başkan yardımcısı olarak görev yapan ve halen görevine devam etmekte olan, aynı zamanda TBF Onursal Başkanı olan şahsım hakkında, çeşitli medya organları aracılığı ile açıkladıklarına göre, (“Örgüte? Bilerek ve isteyerek yardım (TCK mad 220/7), Görevi Kötüye kullanma (TCK mad. 257) Resmi Evrakta Sahtecilik (TCK mad.204) ve Göçmen Kaçakçılığı (TCK mad.79)”) suç duyurusunda bulunmuşlar.
H.Türkoğlu ve TBF yönetimi yaptıkları açıklamalarda “insan kaçakçılığı suçu”, “soruşturma başlatıldı”, “Cumhuriyet savcıları ile kamu makamlarını göreve davet ediyoruz”, “Federasyonumuzun böyle ağır bir olay ile anılması” şeklinde ifadelerinin yanına “Turgay Demirel” adını da pek çok kere kötü niyetle ve kasten belirtmek suretiyle, şahsımı karalama ve itibarsızlaştırma gayretlerini yeni bir boyuta taşımış; yeni bir algı ve kamuoyu oluşturma amaçlı biçare bir gayret içerisinde, kendi yetersizliklerini, Türk basketbolunu düşürdükleri durumu örtmek için nafile çabalamaktalar belli ki. Göreve geldikleri ilk günden itibaren, 6 ay süreyle kurdukları ekiple, TBF Başkanlığım dönemi ile ilgili şahsımı suçlamak için tüm evrakları, bilgisayar yazışma kayıtlarını tek tek inceleyen, dosya oluşturmak amacıyla başlattıkları bu sürecin sonucunda suçlayacak hiç bir şey olmadığını görerek, kendilerine yakışacak tek şeyi yapmaya başlayan ve başkanlık dönemim ile ilgili birçok yalanlar söyleyen, iftiralar atan bu kişiler, şimdi de ilk defa Turgay Demirel hakkında suçlama yapacak bir şey bulduk diye ortaya çıktılar.
Varsın olayın T. Demirel ile uzaktan yakından ilişkisi olmasın; varsın olayın sorumluları yargılanmış ve dosyalar kapatılmış olsun. Bunlar için ne fark eder. Ancak üzücü olan şu! Madem “İnsan Kaçakçılığı” gibi bir iftira atarak kampanya başlatacak, suç duyurusunda bulunacaktınız da, neden zamanlamasını bu kadar yanlış yaptınız? Neden bu dahiyane fikir aklınıza 20 ay önce gelmedi de şimdi geldi? Ne acı! 
Keşke bu son iftiranız, 2019 yılı Mayıs ayında FIBA Avrupa Başkanlığı seçimi için karşıma TBF olarak Sırp adayı çıkartıp, TBF kaynaklarıyla kampanyasını yaptığınız dönemde aklınıza gelmiş olsaydı. Bu sayede belki de Münih’te ilk turda elenen Sırp adayınıza verdiğiniz oyunuz; veya ikinci turda karşımdaki Belçikalı adaya TBF olarak verdiğiniz oyunuz boşa gitmez; seçim öncesinde gece yarısı, 8 kişilik TBF ekibinin başı olarak “TD’yi yarın burada gömeceğiz!” naraları atarak ayrıldığınız salondan, ertesi sabah seçim sonuçları belli olunca 30 saniye içerisinde arkanıza bakarak kaçmak zorunda kalmaz, alelacele hava alanının yolunu tutmaz; belki de bu “İnsan Kaçakçılığı” iftirası sayesinde, TÜRK BASKETBOLU adına daha çok nara atacak yeni bir zafer kazanmış olurdunuz.
Bunun için, sadece bu attığınız son twitleri ve yaptığınız basın açıklamalarını “Google translate” ile tercüme ederek yabancı basketbol sitelerine servis ettiğiniz gibi; “Turgay Demirel” ve “Human Trafficking Allegations” başlıklarını bundan 20 ay önce atmanız yeterli olabilirdi.
Bu durumda, yurtdışında seçim öncesi katıldığınız toplantılarda kayıt altına alınan “Ne TBF, ne T.C Hükümeti, ne T.C Devleti, ne de Ben, Turgay Demirel’i Avrupa Başkanlığı yarışında desteklemiyoruz. Bizim adayımız Dejan Tomaseviç” diye açık açık konuşmak zorunda kalmaz, hatta FIBA Avrupa seçimlerine 5 gün kala kendinizi belgeli olarak afişe eden mektubu imzalayarak 49 ülkenin Federasyon Başkanlarına yollamanızı isteyen yabancı işbirlikçilerinize hayır diyebilirdiniz.
Böylelikle H.Türkoğlu ve TBF Yönetimi olarak geçtiğimiz hafta içerisinde; duygusal twitler, demeçler ve basın açıklamaları ile kimselere hoş görünme ve yaranma ihtiyacında olmaz ve “Federasyonunuzun böyle ağır bir olay ile anılması ve sizlerin üzülmesi” engellenmiş olabilirdi. H. Türkoğlu 24.02.2021 tarihinde büyük bir acıyla verdiği belli olan duygusal demecinde (“Üzüntülüyüz. Federasyon olarak son iki maçtaki başarılarımızı konuşmak, bunun keyfini çıkarmak isterken bu yazılanlar bizi çok üzmüştür. Turgay Demirel’in zamanında yapılmış olayları TBF etiketlenerek paylaşılması bizi üzmüştür. Böyle bir kurumun bu tarz şeylerle anılması burayı yöneten insanlar olarak bizi üzmüştür”) ifade ettiği gibi bir durumda hiç kalmayabilir ve hiç bu kadar üzülmeyebilirdi.
Demecinin geri kalan bölümünde ise hukuk bilmez değerlendirmelerin ve sosyal medyada kurguladıkları dayanağı olmayan isnatların ifade ediliş şekli karşısında söylenecek bir söz bulmak ve yorum yapmak çok zor. “Hukukçu arkadaşlarımıza talimatı vereceğim. Gerek Cumhuriyet Başsavcılığına gerek diğer ilgili kurumlara bu konunun aydınlanması için gerekli talepler yapıldı. Turgay Demirel zamanında yapılmış bir olayın şimdi gündeme gelmesi, ki güzel bir jenerasyon yakaladık, bu arkadaşlarla ilgili konuşmamız gerekirken, bu süreçle karşılaşmamız bizi üzmüştür. Tüm yetkilileri göreve çağırmak istiyorum. Gerekli araştırmalar yapılsın ve Turgay Demirel döneminde neler yaşanmışsa kamuoyuyla paylaşılmasını istiyorum ki tekrar basketbolu daha iyi yerlere getirmek için çalışmalara devam edelim.”
Bütün bu mesnetsiz haberleri bilinçli olarak üreten, göreve geldiği günden bu yana kötü niyetle ve kasten hareket ederek, şahsıma karşı bitmek tükenmek bilmeyen iftiraları, hasette dayalı hadsiz söylemleri sürdüren ve son olarak kurguladıkları senaryo çerçevesinde 26 yıl önce kapanmış bir dosya üzerinden “Örgüte? Bilerek ve isteyerek yardım(TCK mad 220/7), Görevi Kötüye kullanma (TCK mad. 257), Resmi Evrakta Sahtecilik (TCK mad.204) ve Göçmen Kaçakçılığı (TCK mad.79)” suç duyurusunda bulunduklarını sosyal medyada açıklayan, başta H.Türkoğlu olmak üzere bu kişiler ve kurumlarla ilgili tüm cezai ve hukuki şikayet ve dava haklarımı kullanacağımı; bu hareketlerinin yasalar çerçevesinde yaptırımsız kalmaması için gereken tüm girişimlerde bulunacağımı kamuoyu ile paylaşmak isterim.
Bu vesile ile, pandemi döneminde oynadıkları tüm maçları Türkiye’de oynama imkanını verdiğimiz, Kadın ve Erkek Basketbol A milli takımlarımızda yer alan sporcularımızı ve teknik kadroları Avrupa Basketbol Şampiyonasına katılma hakkını kazandıkları için kutlarım.
Saygılarımla.
Turgay Demirel
FIBA Avrupa Başkanı
FIBA Dünya Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi
TBF Onursal Başkanı"

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER