Üzeri oyularak benekli şekilde pars kabartmalarının işlenmiş olduğu kaplar 'Anadolu parsı'nın da izlerini ortaya çıkardı. Uzun kuyruklu, pençeleri ve benekli yapılarıyla Anadolu parsını simgeledikleri dÜşÜnÜlen kabartmaların, en son 1942'de Urla'da bir çoban tarafından yakalanarak 'Zoza' adı verilen pars yavrusunun ataları olduğu belirtildi.
Ege Üniversitesi Edebiyat FakÜltesi Öğretim Üyesi, Yeşilova HöyÜğÜ Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Zafer Derin, Doğu Akdeniz, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu'da yaşayan, ancak 1974 yılından bu yana izine rastlanmayan Anadolu parsının İzmir'in ilk toplumu tarafından bilindiğini ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Derin, "Daha çok ÇatalhöyÜk'te buluna kÜçÜk heykelciklerde ve duvar resimlerinde görÜlen bu hayvanın, Neolitik toplum tarafından korku duyulan ve aynı zamanda saygı duyulup kutsal olarak kabul gördÜğÜ anlaşılmaktadır. Yeşilova HöyÜğÜ'nde önceki yıllarda bulunan ana tanrıça kabartmaları da kaplar Üzerinde, kutsal inançların bir yansıması olmaktadır."
CANLI TEK ÖRNEK
2012 yılında İzmir'in Kemalpaşa İlçesi'nde yapılan arkeolojik kazıda ortaya çıkarılan Roma Mozaiği'nde de betimlendiği gibi Anadolu parsının yaşam serÜveninin Roma Dönemi'nde de devam ettiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Derin, "Yakın dönemde 1930-1950 yıllarında sadece İzmirli avcı Hasan Bele'nin 15 panter öldÜrdÜğÜ bilinmektedir. Canlı olarak tek örnek 1942 yılında Urla'da bir çoban tarafından yakalanan bir pars yavrusu olmuş, İzmir Hayvanat Bahçesi'ne hediye edilen bu hayvana Zoza ismi verilmiştir. Yeşilova HöyÜğÜ buluntuları, sıklıkla avcıların gazabına uğrayarak nesli tÜkenen bu canlının varlığının gÜnÜmÜzden 8 bin yıl önceye gittiğini ortaya koyarken, İzmir'in zengin yabanıl yaşamına ait önemli bir daha kazandırmıştır" dedi.
Yorum Yazın