Göğe yükselen notalar, antik tiyatronun taşlarına çarparak yankılandı; geçmişin kadim sessizliği, birdenbire insanlığın ortak hafızasına dönüşen bir müzikle doldu. İzmir Devlet Opera ve Balesi, sahneye koyduğu görkemli prodüksiyonla yalnızca bir eseri değil, insan ruhunun çağlar ötesinden bugüne uzanan haykırışını dile getirdi: Carmina Burana.
On binin üzerinde seyirci, dün gece Hierapolis’in taş merdivenlerinde buluştu. Her biri, talihin çarkının dönüp duran kudretiyle yüzleşti. Orff’un müziğinde yankılanan, insanın en eski sorularıdır: Yazgı mı belirler hayatı, yoksa arzularımız mı sürükler bizi bilinmezliğe? Talih, kimi zaman bizi doruklara taşır, kimi zamansa yerle bir eder; fakat her dönüşünde, insana yeniden doğmayı öğretir.
İzmir Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının sahneye taşıdığı görsel ve işitsel ihtişam, Hierapolis’in taşlarını adeta canlı bir beden gibi titretti. Koro, orkestra, solistler ve dansçılar, Orff’un ritmik coşkusunu antik mekânın ruhuyla birleştirerek izleyiciyi sıradan bir konserin ötesine, kolektif bir ritüelin kalbine taşıdı.
Antik çağlardan bugüne, insanın değişmeyen yazgısını hatırlatan Carmina Burana, bir kez daha gösterdi ki: sanat, zamanı aşar; insan ruhunu hem geçmişe hem de geleceğe bağlayan köprü olur.
Yazı: Esat Erçetingöz
Hierapolis tarihi bir gece yaşadı...

Abone olHierapolis’in binlerce yıllık taşları, bu kez Carl Orff’un ezeli çığlığına tanıklık etti.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Facebook Yorum

Yorum Yazın