Spor kulüplerinin de dahil olduğu tüm derneklerin normal zamanda, gerektiğinde olağanüstü kongreleri ile yönetimleri değişir. Yeni gelen yönetimlerin ise ne yapmaları gerekir? sorusunun cevabı: “Çok ünlü model bir otomobili 2’nci elden satın alan usta bir şoförün yaptığını yapmalarıdır.” derler. Öylece teslim aldıkları işletmenin bir otomobil gibi tüm parçalarını ayrı ayrı incelemeli, değişmesi gerekenleri yenilemeli, sağlamları bırakmalıdırlar. Bunda önemli olan yeni şirketin eski birimlerinin branş yönetimi, çalışma programı ve aldığı sonuçlar ve randıman raporları önemlidir. Yoksa kabile kafası ile davranıp, yalnız kendilerinden olanları yerleştirmek; ustalıkları, tecrübeyi yok saymak, o müesseseye, o derneğe başarı değil, kayıp ve düşüş getirir. Bir örnek: Tüm branşları ile tam bir spor kulübü olan ünlü kulübümüz Fenerbahçe’de, yeni yönetimi izliyorum. Futbol bölümündeki hepimizin gördüğü grafikleri gördüler ve usta şoför gibi yeni parçalar arıyorlar. Amma, çok başarılı futbol dışındaki madalyalar kazanan olimpik gruplar ve örnek olan Fikret Çetinkaya gibi yöneticilerle, aynı hızla devam demek yerinde olacaktır. Bir kulüp yönetmek, bir şirket yönetmekten daha zordur. Birinde etkili olan toplum ve müşterilerin bakışı, menfaat ve kazanç, diğerinde ise gönüllü amatör taraftarların sevgisidir… İki grubun da isteği kaliteli hizmet ve başarıdır.
Başarı, kalite, tecrübe ve randıman her kapıyı açan sihirli bir anahtardır.
Derneklerin yönetimi değişince, yöntemleri ne olmalı?

Yorum Yazın
Facebook Yorum