MENU
  • YAŞAM-TURİZM
  • ALIŞVERİŞ
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Kimse Duymasın
DOLAR34.0692
EURO37.7489
GR ALTIN2730.4
ÇEYREK4491.1
İzmir
Kimse Duymasın
Kimse Duymasın
  • GÜNCEL
  • MEDYA
  • SAĞLIK
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • SPOR
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • ÇEVRE
Kapat

Nâzım Hikmet'in Bursa Hapishanesi'ndeki "Köylü Ressamı; Balaban

Ana SayfaYazarlarATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU
09 Haziran, 2025, Pazartesi 22:26 237
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Nâzım Hikmet'in Bursa Hapishanesi'ndeki "Köylü Ressamı; Balaban

Balaban;
1950’lerin içinden çıktığı köy yaşamı ve sorunlarını dile getiren köylü gerçekçiliğinin önemli bir temsilcisi olduğu kadar, bu yılların öne çıkan otodidakt / naif sanatçı topluluğunun da önemli sanatçıları arasında yer almış ressamdır.

"Şair Baba, bir yandan işlemediği bir suçun cezasına göğüs gererken bir yanda da mahpus damları karanlık dünyasına ışık yayıyordu.
Orhan Kemal'in yazarlık yeteneğini keşfedip onu yazmaya yönelten Nâzım, köylü çocuğu Balaban'ın da çizgi becerisini görünce, onu resim sanatı konusunda yetiştirmeyi kendine görev edindi. Balaban ile Nazım, birlikte altı buçuk yıl boyunca, tam bir usta çırak ilişkisi ve baba oğul içtenliği içinde, mahpusluğun zor koşullarında sıcak bir okul havası yarattılar."
Şair Baba ve Damdakiler" o dört duvar arasında yaratılan okulun romanıdır. Balaban'ın romanı da tabloları gibi:
Ana malzemesi sıcaklık, içtenlik, iyimserlik...
Yalın bir dilden sağlam bir üslup çıkarıyor. Kendi yaşamöyküsü ekseninde, 1930'lu ve 40'lı yıllardaki Bursalı köylülerin ve mahpusane kuşlarının yaşamlarını resmediyor. İnsan sevgisiyle dolu büyük şairin yenilmeyen, yıkılmayan kişiliğine tanıklık ediyor."
(Şair Baba ve Damdakiler)

Nâzım Hikmet’in, tutsaklığının 13’üncü yılında, Türk basınında onun adlî bir hataya kurban gittiği yayımlandı… Bu yayımı genişletebilmek için en tehlikeli çarelere başvurdu Nâzım Hikmet, hatta intihara bile kalkıştı. İntihar kararını açlık grevine çevirmemizden iki gün önce, onun yazdığı vasiyetnameyi ezberlerken, koğuşun kapısı ansızın açıldı. (İçeriye giren savcıydı) İkimizi bir yerde baş başa gören savcı İzzet Akçal, tepeden tırnağa süzdükten sonra bizi, sordu:
– Ne o, ilahi mi okuyordunuz? Hu çeker gibi sedanız geliyordu dışarıya?..
– Hayır, dedi Nâzım Hikmet: yeni bir şiir yazdım da onun alıştırmasını yapıyordum…
– İkiniz birden okuyordunuz? Hele bir daha okuyun!…
Emir emirdi… İmtihan verir gibi durmaktaydık savcının karşısında:
– Önce ben okuyayım, dedi Nâzım Hikmet: (Münevver yengenin son gelişinde yazılmış bir şiirdi bu:)

SANA DAİR
Sende ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini
sende ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende ben imkânsızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde aç, ve öfkeli
ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.
Sende ben, imkânsızlığı seviyorum,
fakat asla umutsuzluğu değil.
– Bir de beraber okuyun! dedi savcı.
Emir emirdi, bir de ikimiz okuduk.
– Bir de beraber okuyalım mı? dedi savcı.
.
Bir de beraber okuyalım.
.(İbrahim Balaban, Nâzım Hikmet ve Biz. Milliyet Yayınları, s. 33)
Nazım Hikmet, Balaban'ı sadece resim yapma konusunda yönlendirmekle kalmamış, ileride bütün hayatını değiştirecek şekilde etkilemiştir. Büyük usta Nâzım, içinde taşıdığı yaşam sevgisini ve dünya görüşünü, çevresinde bulunan hemen herkese tatlı bir öğreti üslubuyla sunmuş ve derin bir hayranlık yaratmıştı. Doğal olarak bu hayranlıktan en büyük payı Balaban almıştır.
(Nazım Hikmet ve Biz)

"Sanat yaşantının izdüşümüdür. Konu bir özdür, her öz kendi kabuğunu yapar.” kuramını benimseyen 
Balaban, 6 yıl önce aramızdan ayrıldı.
Arkasında onurlu bir isim bırakarak...
Anısı güzel yaşasın...

Yorum Yazın

Facebook Yorum

ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU

    iletişime geç

    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU Bir Efsaneydi Levent Kırca 
    ERDOGAN ARIPINAR
    ERDOGAN ARIPINAR Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nde neler oluyor?
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN Kongre sonrası
    AVNİ ERBOY
    AVNİ ERBOY Spor sadece futbol mu?
    SEVGİ MOLVA
    SEVGİ MOLVA Zeytin ağacıma dokunma
    BEDRİ CUMHUR DOĞU
    BEDRİ CUMHUR DOĞU Karşıyaka Körfezi’nde Dalgalanan Bayrak
    ESAT ERÇETİNGÖZ
    ESAT ERÇETİNGÖZ Selçuk Efes Müzesini gezdim
    YILMAZ DURMAZ
    YILMAZ DURMAZ İktidarın yolu
    SEZGİ KAYA
    SEZGİ KAYA Dönemin en ünlü yazarlarından: Virginia Woolf
    SİNAN GENÇ
    SİNAN GENÇ Ataları düşman değil, kardeşmiş
    CAN BARHAN
    CAN BARHAN Jose Mourinho'yu uyarmak lazım
    OKAN YÜKSEL
    OKAN YÜKSEL Göztepe'nin koca kaptanı Gürsel Aksel
    FİRDEVS TUNÇAY
    FİRDEVS TUNÇAY Bakü'de bir Karşıyaka sevdalısı
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK Kirli düşüncelerinizi ve ellerinizi futbolun üzerinden çekin
    Dr. ŞABAN ACARBAY
    Dr. ŞABAN ACARBAY Antrenörler ve yorgunluğun giderilmesi
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI Futbolun ve futbolcunun kirli yüzü
    MUSTAFA YILMAZ
    MUSTAFA YILMAZ Halka ucuz gıda için...
    TEOMAN GÜRAY
    TEOMAN GÜRAY Bir kıvılcım yakmak
    EBRU DIVRAK
    EBRU DIVRAK Sonra ne oldu?
    Prof. Dr. İLKER GÜL
    Prof. Dr. İLKER GÜL Vatan, Millet, Sakarya gazı...
    Prof. Dr. BİLGE DONUK
    Prof. Dr. BİLGE DONUK Pandemi Döneminde Çocuk ve Spor
    MERT ERBOY
    MERT ERBOY Kaf Kaf maç sonu çekilir!
    Dr. HAKAN TARTAN
    Dr. HAKAN TARTAN Bir insanlık abidesi Kemal Baysak
    ERDAL İZGİ
    ERDAL İZGİ İki bin onsekiz
    TUNÇ AFŞAR
    TUNÇ AFŞAR Yeniden yapılanma
    Kimse Duymasın
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Kimse Duymasın 2020 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle