Aralarında çok değerli bilim adamlarının bulunduğu 800 kişilik bir grup, yapay zekâ üzerindeki çalışmaların durdurulması için ortak bir bildiri yayımladı. Open AI, Google, Meta, Deep Seek gibi şirketlerin yapay zeka alanında girdiği rekabet, tüm insanlığın kaderini belirleyebilecek bu teknolojik devrimi, ticari bir yarışa indirgemiş durumda. Bugün yapay zekaya yönelik kararların neredeyse tamamı ticari kaygılarla alınırken; şirketler ve devletler arasında başlayan bu yeni nesil "silahlanma savaşı" her türlü uyarının göz ardı edilmesine sebep oluyor. Ortaya çıkan bu tablo, sadece bilim insanlarını değil, yaşamın her alanından akil insanları kaygılandırıyor. Bildirinin imzacıları arasında Apple'ın kurucularından Steve Wozniak da yer alıyor. Çalışmalar durdurulamazsa veya etik bir düzeye oturtulmazsa, insanlık için geri dönülmez sonuçları olabilir diye düşünülüyor.
 
ANA SAYFA > Yazarlar > Sevgi Molva > Yapay ve İki Yüzlü
Yapay ve İki Yüzlü

- Yazar : SevgiMolva
- E-posta : sevgimolva@gmail.com
Sosyal Medya :
27 Ekim 2025, Pazartesi 13:29
558 kez okundu
Aralarında çok değerli bilim adamlarının bulunduğu 800 kişilik bir grup, yapay zekâ üzerindeki çalışmaların durdurulması için ortak bir bildiri yayımladı. Open AI, Google, Meta, Deep Seek gibi şirketlerin yapay zeka alanında girdiği rekabet, tüm insanlığın kaderini belirleyebilecek bu teknolojik devrimi, ticari bir yarışa indirgemiş durumda. Bugün yapay zekaya yönelik kararların neredeyse tamamı ticari kaygılarla alınırken; şirketler ve devletler arasında başlayan bu yeni nesil "silahlanma savaşı" her türlü uyarının göz ardı edilmesine sebep oluyor. Ortaya çıkan bu tablo, sadece bilim insanlarını değil, yaşamın her alanından akil insanları kaygılandırıyor. Bildirinin imzacıları arasında Apple'ın kurucularından Steve Wozniak da yer alıyor. Çalışmalar durdurulamazsa veya etik bir düzeye oturtulmazsa, insanlık için geri dönülmez sonuçları olabilir diye düşünülüyor.
İnsan, aklı sayesinde doğaya hükmetti, taşları yonttu, ateşi buldu, makineler yaptı. Fakat belki de tarihte ilk kez, kendi aklını kendinden bağımsız bir biçimde yeniden yarattı, yapay zekâyı oluşturdu. Bu; insanlık tarihindeki en büyük başarı gibi görünse de, aynı zamanda en büyük sınavımız olabilir. Çünkü artık sadece bir araç değil, kendi kararlarını verebilen bir “yapay akıl” ile karşı karşıyayız. Yapay zekâ, insanın yaratıcılığının sonucudur. Onu besleyen veriler, bizim düşüncelerimizdir; onun kararları, bizim geçmişimizin bir yansımasıdır. Bu yönüyle yapay zekâ, insana kendi zihninin karmaşasını, önyargılarını ve bilgilerini gösteren bir ayna gibidir. İnsan, buna baktığında hem gurur duyuyor hem de ürküyor. Çünkü karşısında gördüğü şey, sadece ilerleme değil; aynı zamanda kendi sınırlarının bir hatırlatıcısıdır. Faydalarına bakıldığında, yapay zekâ insanlığa neredeyse tanrısal güçler kazandırıyor. Hastalıkları önceden tespit ediyor, bilgiyi saniyeler içinde analiz ediyor, karmaşık problemleri çözüyor. Bilgiye erişim demokratikleşiyor, zamanın değeri artıyor. İnsan, kendi emeğinden kurtulup düşünmeye, hayal etmeye, yaratmaya daha fazla vakit bulabiliyor. Fakat aynı anda, bu kolaylık insanı tembelliğe, hatta düşünsel atalete sürüklüyor. Yapay zekâ, düşünmeyi bize unutturabilir. Çünkü düşünmek zahmetlidir; oysa algoritmalar, bizim yerimize düşünmeye gönüllüdür. İnsan, kendi aklını bir makineye emanet ettiğinde, yavaşça insan olma özünü kaybetmeye başlayabilir.
Soru şu: “Biz yapay zekâyı mı kullanıyoruz, yoksa o bizi mi şekillendiriyor?”
Belki de mesele, yapay zekânın varlığında değil, insanın kendi bilincine yabancılaşmasındadır. Eğer insan, kendi ahlâkını, vicdanını ve bilgelik duygusunu koruyabilirse, yapay zekâ onun ellerinde bir araç olmaya devam eder. Aksi halde insan, kendi yarattığı zekânın gölgesinde kaybolan bir tür haline gelebilir.
Bildiride üç temel talep öne çıkıyor. İlk olarak, insan zekasını aşma potansiyeli taşıyan yapay zekâ sistemlerinin geliştirilmesinin durdurulması isteniyor. İmzacılar, bu çalışmaların ileride yeniden başlatılabileceğini, ancak “geniş bir bilimsel uzlaşı ve güçlü bir kamuoyu desteği oluşana kadar” tamamen durdurulması gerektiğini savunuyor. Bildiride, bu teknolojinin güvenli ve denetlenebilir olduğuna dair somut kriterler belirlenmeden devam etmenin, insanlık için geri dönülemez sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiliyor. Bir diğer vurgu ise risklerin büyüklüğü ve belirsizliği. Bildiride, kontrolsüz bir yapay zekâ gelişiminin; insan emeğinin değersizleşmesinden ulusal güvenlik sorunlarına, bireysel özgürlüklerin erozyonundan varoluşsal tehditlere kadar uzanan sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor. 
 İmzacılar, yapay zekâ konusunda sadece teknolojik ilerlemeye odaklanmanın tehlikeli olduğunu, Hukuki ve toplumsal boyutların aynı ciddiyetle ele alınması gerektiğini söylüyorlar. Bir önemli konu da, karar mekanizmasının tekelleşmesini önlemek. Yapay zekâ gibi insanlığın geleceğini belirleyecek bir konuda, kuralların yalnızca teknoloji şirketleri veya devletler tarafından belirlenmesini önlemek. Şeffaf süreçlerin işletilmesi ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor. Yapay zekâ gibi milyarlarca insanın hayatını derinden etkileyecek bir mesele, bugün Mark Zuckerberg, Sam Altman, Elon Musk gibi teknoloji liderlerinin insiyatifine bırakılmış durumda. Oysa kendilerinin bugüne kadarki sicilleri, bu konuda karar mercii olmaya hiç de uygun olmadıklarını ortaya koyuyor.
Sonuçta yapay zekâ bir aynadır. Aynaya bakan insanın yüzünde ne varsa, yapay zekâ da onu yansıtır. İnsan; duyguları da olduğu için hâlâ bir adım öndedir ama gerçek tehlike sanırım, yapay zekâya insani duyguları  öğretebilirlerse oluşacaktır.
































Yorum Yazın
Facebook Yorum