MENU
  • YAŞAM-TURİZM
  • ALIŞVERİŞ
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Kimse Duymasın
DOLAR34.0692
EURO37.7489
GR ALTIN2730.4
ÇEYREK4491.1
İzmir
Kimse Duymasın
Kimse Duymasın
  • GÜNCEL
  • MEDYA
  • SAĞLIK
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • SPOR
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • ÇEVRE
Kapat

Onun Yüzyıllık Yalnızlığı 9 yıl önce bitti...

Ana SayfaYazarlarATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU
18 Nisan, 2023, Salı 22:43 479
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Onun Yüzyıllık Yalnızlığı 9 yıl önce bitti...

Onun Yüzyıllık Yalnızlık'ı 9 yıl önce 17 Nisan'da bitti...

Bir Latin Efsanesi

Gazeteci Yazar;

GABO

“En önemli şey ilk paragraftır.

İlk paragraf için aylarımı harcamışımdır.

Bir kez istediğimi elde ettim mi, gerisi arkadan gelir.”(Gabriel Garcia Marquez)

"Elleri arkadan kelepçeli.

Gözleri bağlı.

Yeraltında, karanlık mahzende yanıtlaması istenen soruların ardı arkası kesilmiyor:

"Söyle, kimden öğrendin?

Helikopterin düştüğünü sana kim söyledi?. Helikopterdeki kayıp dosya şimdi nerede?.. Söyle!.."

Ünlü gazeteci sadece susuyor.

Yanıt yoksa, sonuç belli. Islak vücuduna elektrik veriliyor.

Yediği sopa ve yumruğun haddi hesabı yok.

Kaburga kemikleri kırılıyor. Her tarafından kanlar akıyor.

Mahzene biri giriyor. İşkence bir süre için duruyor.

Gözlerini açıyorlar.

İçeri giren adam, gazetecinin aylardır peşinde koştuğu kişi. Sesinden tanıyor.

Derin devletin beyinlerinden.

Derin devlet, ülkede terörü azdırmak, arkadan darbe yapmak için bir helikopter düşürüyor.

Bunu da, birilerinin üstüne yıkıyor.

Düşen helikopterde darbe planı var.

Helikopteri kimin düşürdüğünü ve darbe planını o gazeteci öğreniyor.

Gazetesinde ayrıntılarıyla yazıyor.

Böylece darbe de suya düşüyor.

Ama o durmuyor.

Bu işin beynini arıyor.

Hedefe tam yaklaştığı sırada, derin devlet onu kaçırıyor.

Ve işkence.

İşte, aradığı adam şimdi karşısında.

Ama, koşullar hiç elverişli değil.

Ölüme ancak birkaç adım var.

İnanılmaz bir öneri geliyor gazeteciden:

"Helikopteri de sen düşürdün, darbeyi de sen planladın.

Her şey ortaya çıktı.

Gel, şimdi seninle bir röportaj yapalım!.. Gazeteci olarak,

hep bu anı bekledim."

Darbeci general

"İşkence bu herifin aklını başından almış" diye düşünüyor.

Gazeteci ise, ısrarını sürdürüyor.

Ne muhteşem bir röportaj ama.

Hiç kuşku yok.

Adamın anlatacakları, röportaj mekanı ve ortamı, en ince ayrıntısına kadar işkence.

Onlar helikopteri düşürüyor, o da maskeleri.

Ölüme beş kala, bu hayal."

****

Gabriel Garcia Marquez...

Dostları, sevdikleri, sevenlerinin hitabıyla; "Gabo"dur o eli gözü bağlı gazeteci...

Önce gazetecidir, sonra yazardır Gabriel Garcia Marquez...

O, "Yüzyıllık Yalnızlık", "Kırmızı Pazartesi", "Kolera Günlerinde Aşk" ,

"Başkan Babamızın Sonbaharı’', ‘'Labirentindeki General'’, ‘'Benim Hüzünlü Orospularım'’, ve ‘'Albaya Mektup Yok’' gibi

popüler romanlarla tanınmıstır.

Nobel almıştır ama gazetecilik ilk aşkı olmuştur.

"Ben gazeteciyim.

Ben her zaman gazeteci oldum.

Eğer gazeteci olmasaydım kitaplarım asla yazılamazdı.

Çünkü bütün malzemeler gerçeklikten alınmıştır.”derdi röportajlarında...

"Masada oturmayın, insanların arasına karışın, izlediğiniz olayları bir drama gibi yazın." mottosuydu.

Ölünceye kadar da gazeteciliğe sadık kalmış “röportaj”

ustasıydı.

Eşine az rastlanır bir anlatıcıydı edebiyat tarihinde Gabo.

****

Latin edebiyatının en önemli temsilcilerindendi.

Gabriel Garcia Marquez, daima görsel bir imgenin romanlarının çıkış noktası olduğunu söyler. Hafızamızın ve beklentilerimizin seçtiği fotografik imgeleri seçebilen; ölü ve gereksiz olan her şeyi eleyen ve bunu edebi bir dille aktarabilen kişiyi "yazar" olarak tanımlar.

Cervantes’ten bu yana "İspanyolca yazan en iyi yazar” olarak bilinir.

Onun en büyük özelliklerinden birisi, kıtasının yalnızlığını paylaşmasıydı…

Hatırlanacağı üzere 1982’de Nobel komitesi, “Fantastik ve gerçek olayları hayal dünyasında harmanlayıp romanlarında ve kısa hikâyelerinde, bir kıtanın çatışmalarını ve hayatını yansıttığı” için Márquez’i Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görür. Nobel konuşmasının başlığı ise “Latin Amerika’nın Yalnızlığı”dır.

****

Edebiyat eleştirmenlerine göre;

romanlarının büyük bölümü, Karayip Denizi kıyısında ya da kıyıya yakın yerlerde bulunan hayali ya da belirsiz kasabalarda ve köylerde geçen Marquez’in kitaplarının pek çoğu bir ölümle başlar.

Kimisine göre ölümden korkan Gabo, “Ben ölümden korkmuyorum, sadece ölüme karşı bir kızgınlık hissediyorum,” der ve ekler:

“Ölümle ilgili problem şu: Sonsuza kadar sürüyor.”

****

"Yüzyıllık Yalnızlık"...

1965 yılına kadar basılan eserleri hiç satmamıştır.

O yıl, 18 ay, günde 8 saat bir odaya kapanıp, dedesi ile anneannesinin çocukluğunda ona anlattıklarından esinlenen "Yüzyıllık Yalnızlık"ı eserini yazar Gabo.

İnanılmaz olanları gerçekmiş gibi gösterme hünerini çok etkileyici biçimde ortaya koyduğu kitap, basıldığı 1967'de ilk hafta 8000 adet, sonraki 3 yılda 500.000 adet satıyor. Marquez, dünyanın en çok tanınan ve okunan yazarlarından biri oluyor. "Yüzyıllık Yalnızlık"a, İspanyolca’nın Don Kişot’tan sonra yazılmış en bilinen kitabı denir. Kitabın, günümüze kadar 100 milyona yakın sattığı sanılmaktadır.

****

Elbette ‘Yüzyıllık Yalnızlık’, ‘Kolera Günlerinde Aşk’ digerleri muhteşem başyapıtlardı; ama asıl başyapıt ‘Gabo’nun kendisi, hayatıydı…

“Ben sizden de değilim, diğerlerinden de; ben, ölüme dair yemin etmeyenlerden, tehdit savurmayanlardan, dinini veya ırkını aklının yerine koymayanlardanım. Ben hâlâ şiir okuyanlardanım. Ben ölürken vatanını yahut dinini değil, ‘sevgiliyi’ düşünecek olanlardanım,” diyendir Gabo.

Bir de "gazeteci, yaşadığı çağın tanığıdır" demiş sosyalist de!

Onun yüzyıllık yalnızlığı,

17 Nisan 2014 tarihinde ve 87 yaşında bitti.

Yani, bugün!..

Yorum Yazın

Facebook Yorum

ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU

    iletişime geç

    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    SEVGİ MOLVA
    SEVGİ MOLVA Yapay ve İki Yüzlü Yapay ve İki Yüzlü
    AVNİ ERBOY
    AVNİ ERBOY Doğru zamanda, doğru yere, doğru kişi…
    ESAT ERÇETİNGÖZ
    ESAT ERÇETİNGÖZ Tarihi İzmir Milli Kütüphane 'de Cumhuriyet Konseri...
    MERT ERBOY
    MERT ERBOY Derbide kaybolan adalet
    ERDOGAN ARIPINAR
    ERDOGAN ARIPINAR Öğretmenin okulumuz açıldı, OLİ ne zaman gelecek?
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU Sinemamızın "Fosforlu Cevriye"si Neriman Köksal
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN Spor yorumculuğu üzerine…
    BEDRİ CUMHUR DOĞU
    BEDRİ CUMHUR DOĞU Karşıyaka Körfezi’nde Dalgalanan Bayrak
    YILMAZ DURMAZ
    YILMAZ DURMAZ İktidarın yolu
    SEZGİ KAYA
    SEZGİ KAYA Dönemin en ünlü yazarlarından: Virginia Woolf
    SİNAN GENÇ
    SİNAN GENÇ Ataları düşman değil, kardeşmiş
    CAN BARHAN
    CAN BARHAN Jose Mourinho'yu uyarmak lazım
    OKAN YÜKSEL
    OKAN YÜKSEL Göztepe'nin koca kaptanı Gürsel Aksel
    FİRDEVS TUNÇAY
    FİRDEVS TUNÇAY Bakü'de bir Karşıyaka sevdalısı
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK Kirli düşüncelerinizi ve ellerinizi futbolun üzerinden çekin
    Dr. ŞABAN ACARBAY
    Dr. ŞABAN ACARBAY Antrenörler ve yorgunluğun giderilmesi
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI Futbolun ve futbolcunun kirli yüzü
    MUSTAFA YILMAZ
    MUSTAFA YILMAZ Halka ucuz gıda için...
    TEOMAN GÜRAY
    TEOMAN GÜRAY Bir kıvılcım yakmak
    EBRU DIVRAK
    EBRU DIVRAK Sonra ne oldu?
    Prof. Dr. İLKER GÜL
    Prof. Dr. İLKER GÜL Vatan, Millet, Sakarya gazı...
    Prof. Dr. BİLGE DONUK
    Prof. Dr. BİLGE DONUK Pandemi Döneminde Çocuk ve Spor
    Dr. HAKAN TARTAN
    Dr. HAKAN TARTAN Bir insanlık abidesi Kemal Baysak
    ERDAL İZGİ
    ERDAL İZGİ İki bin onsekiz
    TUNÇ AFŞAR
    TUNÇ AFŞAR Yeniden yapılanma
    Kimse Duymasın
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Kimse Duymasın 2020 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle