Yıl; 1972...
Ünlü yazar ve senarist Mario Puzo, ''Best Seller'' kitabı , "The Godfather"ı film senaryosuna dönüştürmüştür.
Yazar, "Don Vito Corleone" karakterin için Marlon Brando’yu düşünmüştür..
Ancak yapımcı firma bu fikre karşıdır.
Onlara göre;
Brando 15 yıldır hiçbir başarılı filmde yer almamıştır.
Ama Puzo inatçıdır...
Filmin yönetmeni Francis Ford Coppola'yı ikna eder. Bir deneme çekimi yapılacaktır yalnız.
Marlon Brando, senaryoyu inceler 10 dakikalık denemeyi gerçekleştirir.
Verilen ücret düşük de olsa oynamayı kabul etmiştir aktör.
(The Godfather, 1990 yılında ABD Kongre Kütüphanesi tarafından 'kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli' filmler arasına seçildi, ABD Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza edilmesine karar verildi.)
Ve bu karakter, Marlon Brando’yu bir döneme damgasını vurmuş yıldız oyuncu mertebesinden zamanın ötesinde bir efsaneye dönüştürmüştür. Sinema eleştirmenlerine göre;
"Her neslin hayranlıkla izlediği babaların babası rolü, yıllar sonra iki evladının mezar taşını yaptırma cezasına çarptırılacak bir adama, sinema tarihinin en saygın repliklerinden birini söyletmiştir:
Ailesiyle vakit geçirmeyen bir erkek, asla gerçek bir erkek sayılmaz.”
****
Bugüne dek Amerikan sinemasının gelmiş geçmiş en büyük aktörüydü Marlon Brando.
Kendisinden sonraki birçok oyuncuyu (Jack Nicholson, Robert De Niro, Al Pacino) etkiledi.
Eleştirmenler onun için
"O, kendi stilini ekrana taşıyan ilk ve tek Amerikalı aktördür.
Marlon’un perdeye yansıyan, oradan dışarı taşan karizması, çekim gücü, onu sanatsal ve sosyal bir ikona dönüştürdü." demiştir...
****
Ünlü yönetmen Elia Kazan aktör için söylemiştir;
"Marlon oynarken yaşıyordu.
İçten dışa yansıttığı coşkusunun onu sürüklediği yere doğru akıyordu.
Oyunculuğu sürprizlerle doluydu.
Karşınızda bir oyun mucizesi oluşuyordu. Onun varlığı tüm öteki oyunculara adeta bir meydan okumaydı. Yönetmenler Marlon’u tümüyle yönlendiremedi. O, rolünün neyi gerektirdiğini çok iyi bilen bir aktördür.
Marlon gene her zaman olduğu gibi benim ilerimdeydi.
Yeteneği kanat takmışçasına uçuyordu.
Onun doğal yeteneği taşıdığı tüm bilgilerini aşmıştı”.
****
1972'de The Godfather filmiyle aldığı Oscarı reddeder Brando.
2. Oscarını Amerika'nın Kızılderililere karşı uyguladığı politikayı protesto etmek için ödülü almaya dahi gelmez. "On the Waterfront- Rıhtımlar Üzerinde" ile gerçekleştirdiği performansla tüm zamanların en iyi oyuncularından biri olduğunu kanıtladı.
Kült filmler arasına giren bir diğer filmi ise "Last Tango in Paris"te Bertollucci ile çalışmıştır. Brando ülkesinde Kızılderili ve siyahların hakları için aktif olarak çalışmış, bu yollarla pek çok düşman edinmiştir.
****
"Bir Aktörden Çok Daha Fazlası" der yönetmenler Marlon Brando için...
Siname izleyicileri onunla ağladı, onunla güldü, onun gibi düşündü, onun gibi baktı...
Marlon Brando, 20. yüzyılın en etkili aktörlerinden biri olarak kabul edildi.
60 yıla yayılan kariyeri boyunca iki Akademi Ödülü, iki Altın Küre Ödülü, bir Cannes Film Festivali Ödülü ve üç İngiliz Akademisi Film Ödülü dahil olmak üzere sayısız ödül aldı.
"Annemin Bana Öğrettiği Şarkılar", 1994 yılında Random House tarafından yayınlanan, Marlon Brando'nun Robert Lindsey ile ortak yazar olduğu bir otobiyografi türü kitabıdır.
Veysel Dinçer'in dediği gibi
"The Godfather’ın müziğinin korna yapıldığı bir coğrafyada Brando’yu unutmak da neyin nesi, bırak allasen…"
21 yıl önce aramızdan ayrıldı Sinemanın "Babası"...
BAZI FİLMLERİ;
"The Man",
"İhtiras Tramvayı ",
"Viva Zapata", "Jül Sezar", "Rıhtımlar Üzerinde",
"Sayanora", "Kanlı Hücum",
"Kıyamet", "Akıl Hocası", "İsyan", "Paris'te Son Tango" , "Kıyamet ",
"Ya gerçekten o kişiyse: Don Juan De Marco"
ünlü filmleri arasındadır.
Yorum Yazın
Facebook Yorum