MENU
  • YAŞAM-TURİZM
  • ALIŞVERİŞ
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Kimse Duymasın
DOLAR34.0692
EURO37.7489
GR ALTIN2730.4
ÇEYREK4491.1
İzmir
Kimse Duymasın
Kimse Duymasın
  • GÜNCEL
  • MEDYA
  • SAĞLIK
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • SPOR
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • ÇEVRE
Kapat

Yüzleşme

Ana SayfaYazarlarSEVGİ MOLVA
04 Aralık, 2020, Cuma 13:33 858
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yüzleşme

Doğaya inat politikalarla, yıllardır tarım ve hayvancılığı bitirerek, kırsalda yaşayan halkı şehirlere doğru göçe zorladı yöneticiler. Sonucunda kalabalıklaşan, plansız gelişen kentlerin artan konut ihtiyacı ve bu ihtiyacı sağlıklı bir şekilde çözememek bizim insanımızın kabusu oldu.

İmar düzenlemeleri, yıllardır ranta, iktidarların seçim yatırımına bağlandı ve şehirler kurban edildi, sağlıksızlaştı, kimliksizleşti. Çok yakın zamanda yine binlerce eve imar affı verildi. Son yıllarda bir de kötü zeminlere, -giderek artan sayıda- gökdelenler, ‘AVM’ler, rezidanslar yapıldı. Yeşil alanlar talan edildi. Depremde toplanma alanı olması gereken yerler işgal edildi.

Nerede faturasını halkın ödediği bir olay olsa,” politika zamanı değil” deniyor.

Halbuki her şey politika ve esas şimdi politika yapma zamanı. Bir türlü sisteme oturtulamayan, -teknik bilgiden oldukça yoksun- müteahhitlik sistemi, kaçak yapılaşma, tam (sağlıklı) sağlanamayan inşaat kontrol sistemi ve tabii ki gözünü rant bürümüş insanlar ve diğer taraftan da yoksulluk ve yoksunluk sorunu.

Sorunun boyutu çok. Her afette bunları en baştan konuşuyoruz. Konuşmak pek fayda etmiyor. Esas konuşmamız gereken ise; yolsuzlukları olağan sayan insan kalabalıkları ve insanları sağlıksız yapılarda oturtmaya mahkum eden iktidarları başa getirme tercihidir. Gerçeklere, bilime pek inanmayan, mucizelerden medet uman, cahil bırakılmış kitlelerdir.

İnanılmaz bir tevekkülle, bu ülkede bir büyük depremde pek çok binanın yıkılacağını, bir sürü insanımızı kaybedeceğimizi, sevdiklerinin veya kendilerinin öleceğini bile bile, depremden sağ çıkanların bile cehennem gibi bir hayat yaşadığını görerek, bekliyorlar. Üstelik toplanan vergilerin nereye gittiğini de soramayarak.

Bir silkinsek mi artık…?

Son İzmir depremi, İzmir’i kısmen harekete geçirdi sanırım. Bu ülkede deprem yönetmeliği 6 kez değişti. Deprem mühendisliği de geliştiği için, bu normal.1997’de çıkan yönetmelik sonrası yapılan -tabii ki kuralına uygun inşa edilen- yapıların, depreme dayanıklı olduğunu söyleyebiliriz. Bundan önceki inşaatların ise, doğru yapılsa da performanslarının düşük olabileceğine dikkat çekiyor uzmanlar. Ya yeniden inşa edilecek ya güçlendirilecek ya da kontrol edilip devam edilecek kullanılmaya. Asında deprem teknolojisi son yıllarda çok gelişti, fay hatlarının özellikleri irdelenerek nerede ne yapılması gerektiği biliniyor, artık.  Özellikle stratejik önemdeki tesislerin, endüstri tesislerinin, konutların, deprem riski yüksek yerlerde yoğunlaşmamasına dikkat edilmesi şart. Görüldüğü gibi, birinci aşamada yerleşme planlaması, sonra doğru proje ve doğru uygulama geliyor.

Bundan sonraki beklentilerimiz;

  • sağlıksız zeminlere kesinlikle imar izni verilmeyerek yeşil alan olarak değerlenmesinin sağlanması,
  • tüm imar verilmiş alanların tekrar gözden geçirilmesi, uygun olmayan yerlere imar verilmişse, iptal edilmesi
  • inşaat yapma izninin sadece teknik eğitim görmüş müteahhitlere verilmesi, böylece her eline para geçirenin müteahhit olamaması
  • inşaatları denetleyen firmaların da bir şekilde denetime tabi olması
  • binalarda temelin sağlamlığı, beton kalitesinin, demir oranının ve nervürlü demir kullanıp kullanmadığının kontrolü gibi yaşamsal öneme sahip hususların denetlenmesinin sağlanması
  • izinsiz ve ruhsata aykırı yapı inşa edilmesinin ve satılmasının kesinlikle engellenmesidir.

Kısaca; proje hizmetlerini, kullanılacak malzemeyi, teknolojileri, uygulamayı ve yapı denetimini düzene sokan, inşaat etkinliklerinin tümünü zincirleme denetleyen bir sigorta sisteminin, Batı ülkelerinde olduğu gibi, bizde de devreye sokulması şarttır.

Ayrıca, sonradan binasında sağlıksız değişiklikler yapanlara izin verilmemesi, kolonları kesenlere, duvarlarda büyük yıkımlar yapanlara ağır cezalar uygulanması, bu safhada halkın da tadilatlar konusunda aydınlatılması ve birbirini gözlemlemesi de oldukça önemlidir.

Yerel ve merkezi yönetim ortaklaşa çalışarak yeni önlemlerle kesinlikle yeni bir imar kültürü geliştirmelidir. Deprem, Türkiye’nin en önemli sorunu olarak görülmelidir. 1999 depreminden sonra dersimizi aldık zannettik ama yaşananlara bakarsak, artık hiç öyle görünmüyor. Demek ki, kendimizle yeniden yüzleşme zamanımız geldi.

Toplum olarak bilmeliyiz ki; artık acı sonuçlar almamak için, doğal afetler faciaya dönüşmeden önce, yağmadan, rant hırsından, kaçaktan, ‘kap-kaç’ tan, kurtulup bilimsel kurallara yönelmemiz gerekiyor.

Çünkü “insan canından kıymetli hiçbir şey yoktur”.

Yorum Yazın

Facebook Yorum

SEVGİ MOLVA

    iletişime geç

    SEVGİ MOLVA

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    AVNİ ERBOY
    AVNİ ERBOY Daha ne olsun?
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN Seyahat sayısı artınca
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK Derbide bir zavallı kişi
    ERDOGAN ARIPINAR
    ERDOGAN ARIPINAR Şikayetimiz var...
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU İşte Refik Durbaş...
    ESAT ERÇETİNGÖZ
    ESAT ERÇETİNGÖZ Klaros Antik Kazı Alanı’nı gezdik
    MERT ERBOY
    MERT ERBOY Sessiz Ev, Büyük Yük…
    SEVGİ MOLVA
    SEVGİ MOLVA Yapay ve İki Yüzlü Yapay ve İki Yüzlü
    BEDRİ CUMHUR DOĞU
    BEDRİ CUMHUR DOĞU Karşıyaka Körfezi’nde Dalgalanan Bayrak
    YILMAZ DURMAZ
    YILMAZ DURMAZ İktidarın yolu
    SEZGİ KAYA
    SEZGİ KAYA Dönemin en ünlü yazarlarından: Virginia Woolf
    SİNAN GENÇ
    SİNAN GENÇ Ataları düşman değil, kardeşmiş
    CAN BARHAN
    CAN BARHAN Jose Mourinho'yu uyarmak lazım
    OKAN YÜKSEL
    OKAN YÜKSEL Göztepe'nin koca kaptanı Gürsel Aksel
    FİRDEVS TUNÇAY
    FİRDEVS TUNÇAY Bakü'de bir Karşıyaka sevdalısı
    Dr. ŞABAN ACARBAY
    Dr. ŞABAN ACARBAY Antrenörler ve yorgunluğun giderilmesi
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI Futbolun ve futbolcunun kirli yüzü
    MUSTAFA YILMAZ
    MUSTAFA YILMAZ Halka ucuz gıda için...
    TEOMAN GÜRAY
    TEOMAN GÜRAY Bir kıvılcım yakmak
    EBRU DIVRAK
    EBRU DIVRAK Sonra ne oldu?
    Prof. Dr. İLKER GÜL
    Prof. Dr. İLKER GÜL Vatan, Millet, Sakarya gazı...
    Prof. Dr. BİLGE DONUK
    Prof. Dr. BİLGE DONUK Pandemi Döneminde Çocuk ve Spor
    Dr. HAKAN TARTAN
    Dr. HAKAN TARTAN Bir insanlık abidesi Kemal Baysak
    ERDAL İZGİ
    ERDAL İZGİ İki bin onsekiz
    TUNÇ AFŞAR
    TUNÇ AFŞAR Yeniden yapılanma
    Kimse Duymasın
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Kimse Duymasın 2020 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle