Bostan tarlasından bugünlere gelmenin öyküsünü yazmak o kadar da kolay değil...
Zamanında bostan (kavun karpuz) tarlası olan bu yöre, bugün şehrin en pahalı semtlerinden birisi...
Bostanda işinin erbabı olup, yerele göre daha az ücretle çalışanların yemek arasında ve akşam mesai sonrasında futbol oynadığını gören mahalle gençleri, “hodri meydan” diyerek işçilerle maç yapar... Gel zaman git zaman kavun karpuz almaya gidenlere “nereye gidiyorsun?” denildiğinde alınan cevap “bostan almaya...” Daha sonraları “bostana” olunca mahallenin adı da kendiliğinden oluşur: Bostanlı...
Özellikle güneyden gelen işçilerle (o günkü adıyla yevmiyeci veya bostan toplayıcı) maç yapan mahalle gençleri, sonunda takım olmaya başlayınca da isim aranmaya başlar. Herkesin ortak fikri Bostanlı Spor Kulübü olunca da bugünlere gelen temel atılır...
Gençlere destek olan esnaf ile iş adamları, kulübü 1954 yılında Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü’ne (1938 yılında kurulan, 1982 yılında Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü adıyla Başbakanlığa ve kısa bir süre Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak devam etti. 2011 yılında Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlanarak Spor Genel Müdürlüğü adını alan teşkilat) tescil ettirir.
Güzel günlerden sonra 1980’lı yıllarda ekonomik sıkıntı ve ilgisizlik, kulübün ara vermesine neden olur.
1985 yılında mahallede inşaatlar yapmaya başlayan, daha sonra 2 dönem Karşıyaka Belediye Başkanlığını üstlenen Cevat Durak ve arkadaşları ile yeniden küllerinden doğan kulüp 2000’li yılların başlarına kadar devam eden serüvenin sonunda yine hüsrana uğrar...
Yönetim, haftada bir başkan değiştirmeye başlayınca, kulüp binasının ödemeleri yapılamaz, icralar ve borçlar derken, tüm malzemeler o günkü başkanın arabasının bagajına taşınır... Kulüp çıkmazdadır. Kulüp binası binek arabasının bagajı olur... Üstelik gazetelerde manşetlerde yer alır!
Kulübün o günkü başkanı da bırakınca, kapanma kararı alınırken Cevat Durak ikinci kez imdada yetişir...
Nasıl mı?
Başkan ve aynı zamanda iyi arkadaşım olan Cevat Durak, bir kaç görüşme sonrası da ikna edince...
Sırası gelmişken belirtmeliyim; eski başkandan önce de babası Hasan Türker’in kurucusu olduğu Bostanlıspor için büyük emekler veren, paralar harcayan muhtar Mehmet Türker’in de “Gel seni başkan yapalım?” baskısını unutmam mümkün değil...
Sonunda mahallemin kulübünün kapanmasına gönlüm razı olamazdı ve olmadı da...
Kimler gelmiş, kimler geçmiş kulübün yönetiminden... Herkes kendince başarılı işlere imza atmış... Bir de 1. Amatör Futbol Liginde grup şampiyonluğunu unutmamak gerekir... Kuruluşundan aldığım güne kadar ilk ve tek başarı çünkü...
Bunun hikâyesi de oldukça ilginç, muhtar Mehmet Türker’den dinlemek gerekli...
Bizim ilk genel kurulumuzdan bu yana 20 yıl geçmiş...
Sadece 10 futbolcuyla aldığımız, maça takımı tamamlamak için evlerden futbolcu topladığımız günlerden bu güne gelmek o kadar kolay mı acaba?
O gün, sadece A futbol takımı olan Bostanlıspor şu anda 32 tescilli branşla Türkiye’de örnek bir kulüp, deyim yerindeyse de, bir marka...
İçinde her branştan ve her yaş grubundan milli sporcular, Türkiye Şampiyonaları, dünya ve Avrupa çapında derece elde edenlerin, çeşitli başarıların yanı sıra gururla haykırdığımız Dünya Fair Play Ödülü var!..
Elbette bu kadar başarının mimarı biz olsak bile arkamızda destek olan o ekibin gücünü asla unutmayız...
Yönetici arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, antrenörlerimiz, sporcularımız, üyelerimiz ve taraftarlarımızla velilerimiz...
Sloganımız; “Sporda geleceği görenlere doğru adres...”
İşte bu adreste olan herkese sonsuz teşekkürler...
Omuz omuza, kol kola, gönül gönüle olan ve bizlerle birlikte yürüyen o kadar kader birliği yaptığımız insan var ki... Hangi birini yazsam...
Bazıları bizi asla terk etmeyenler...
Başta Muzaffer Tuğsavul, Behiç Basatuğrul, Kahraman Alemdarlar, Taner Çınar, Aytaç Uyanıker, İlkay Özçelik, Cengiz Altun, Ufuk Merde, Büşra Altun, Harun Altun, Gürhan Gülmaya, Tayfun Sezer, Mustafa Kazım Şaşmaz...
Elbette amatör görünüp de profesyonellik kurnazlığında olanlar da yok değildi... Biz onlarla en kısa zamanda kulübümüzün temeline dinamik koydurmamak için yollarımızı ayırdık!..
Bir de sporcularımız var ki..
Bu çocuklarla gurur duyuyoruz...
İmkânsızlıklar içinde... Türkiye Şampiyonluklarını İzmir’e, Karşıyaka’ya Bostanlı’ya getirenler ve milli takıma yükselenler...
Belediye, devlet, şirket, holding, her hangi bir sponsor arkamızda olmadan, sadece bir mahalle adını taşıyan amatör spor kulübünün inancı ve gücü ile kürsüye çıkarak Bostanlıspor adına şampiyonluklar kazananlar... Yürekten avuç içleri kızarıncaya kadar ayakta alkışlanmalı...
Öncelikle Büşra Altun...
Oryantiringde milli takımda ve Türkiye Şampiyonluklarına ambargo koyan 2 çocuk annesi... Hem sporunu yapıyor, hem 2 çocuğuna bakıyor, hem de çalışıyor... Üstelik evinde de eşi ve çocuklarına harika yemekleri yapıyor... Sporculuğunun yanı sıra, antrenörlüğü de dört dörtlük...
Daha ne olsun!
Dediği; çocuk da yaparım, kariyer de... Şampiyon da olurum, milli formayı da gururla taşırım...
Futbolda Karşıyaka’ya Gurur Yazar’ı yetiştiren Bostanlıspor futbolu asla es geçmeden alt yapıda temeli sağlam atmak için akademik kurslar veriyor... A Takım düzeyine gelen gençleri de üst liglere hediye ediyor... Onları bu liglerde izlemek de bizlere keyif veriyor... Kısa bir dönem yaptığımız kadın futbolu çalışmalarından bile çeşitli üst kulüplere giden gidene...
Futbol dışı olimpik veya olimpik olmaya aday diğer branşlarda da, Türkiye şampiyonları yetiştiriyor, milli takıma hediye ediyor!
Son dönemde;
Oryantiringde Eymen Vatansever...
Muaythai de Tarık Ziya Şenaras...
Kick Boks’ta Sarp Erbaş... En son İzmir’deki Türkiye Şampiyonasında “Türkiye Üçüncüsü” unvanıyla kürsüdeydi...
Kick Boksta Nusret Gökmen Başay, Türkiye Şampiyonu-Avrupa 3.sü olarak milli takımda yer aldı. Amerikan Futbolu’nda Salim Kalpak Bostanlıspor’dan milli takıma yükseldi. Şimdi milli takımda antrenörlerden birisi... Kadın ragbi de 12 kişilik takımdan 10 oyuncusunu aynı anda milli takıma yollayan başka kulüp var mı acaba?
Veteranlar sporculardan da Dünya Thai Boxing’de ikincilik, Uluslararası Akdeniz Kupasında şampiyonluk, Dünya Kupasında üst üste iki yıl üçüncülük geldi...
Paletli yüzme, beyzbol, softbol, Amerikan Futbolu, oryantiring, kick boks,muaythai ve ragbi de toplam 16 sporcusunu milli takımlara armağan eden Bostanlıspor ne yazık ki, imkânsızlıklar nedeniyle Türkiye Şampiyonluğunu elde ettiği, 1. Ligde oynadığı bazı branşları sürdüremedi...
Faal sporcularla milli takıma nice sporcular daha yetiştirmeye devam etme azmindeki kulüp, 3 yaşından 85 yaşına kadar herkese kucağını açıyor...
Muay Thainın ana vatanı Tayland da 2 kez ringe çıkan ve yenilmeyen 10 yaşındaki Mert Uyanıker “İlk Türk” unvanını da aldı. Şimdi, 26 Ağustosta Kars Sarıkamış’ta yapılacak Türkiye Küçükler Kick Boks Şampiyonluğunun kilosunda rakipsiz tek aday...
Masa Tenisi, basketbol, tenis, aikido, kick boks, muaythai, boks, picklaboll, futbol, halk oyunları başta olmak üzere tüm branşlarımızın bir de nazar boncuğu var...
Emekli öğretmen Servet Ateş, gençlere örnek olan sporcu...
70 yaşına geldi ve Yüzmede Türkiye Şampiyonu olmaya devam ediyor... Hem havuzda, hem de açık denizde yüzerek gençlere örnek oluyor. Aynen eğitim dünyasında öğrencilerine yol gösterdiği gibi...
Evinin şeref köşesinde yer kalmadı... Bostanlıspor’un gurur kaynaklarından birisi... Belki de en önemlisi...
Sadece sporcu yetiştirmiyor, bu kulüp... Çeşitli branşlarda antrenör de hediye ediyor Türk Sporuna... Laf aramızda yönetici de yetişmiyor değil!
Unutmayın ki; başarıyı elde etmek, cesur adımların atıldığı an doğar... Yolun sonunda ışığı görmek için de; her türlü engeli aşmayı, özellikle de; karanlıkta yürümeyi öğrenmelisin...
Biz doğru bildiğimiz işi, doğru olarak yapıyor ve emin adımlarla Türk Sporunda hizmete devam ediyoruz...
İmkân olsun, olmasın hiç önemli değil. Yüreğimiz yeterli!
Bostan tarlasından dünya markası...

Yorum Yazın
Facebook Yorum