Şöyle oturup bir düşünün ki! Ben çok düşündüm ama bir türlü uygun bir cevap bulamadıgım gibi bu düşüncelerimin altında ezilip kaldım! Neden mi? Kısaca siz değerli okurlarımla paylaşayım. Uzun yıllardır sporun ve spor biliminin içerisinde olan ve bu güne kadar sporun bana kazandırdıkları ışığın altında konuya baktığımda;
Dünyada sporcuların Uluslararası alanlarda yarışmalar yapabilmeleri için sunulan ve Olimpiyat ruhunu zedelemeyen ve herkesi içine alan, yani dil, din, ırk ve cinsiyet ayrımı yapılmayan; Avrupa, Dünya ve Olimpiyat Oyunları (yaz ve kış) varken. Birileri kalkıpta Hiristiyan Ülkeleri Dayanışma Oyunları ya da Musevi Ülkeleri dayanışma oyunları adı altında bazı organizasyonları yapsa gerçekten soruyorum siz ne düşünürdünüz? Vallahi doğrusunu isterseniz ben böyle bir organizasyonun ayrımcılık ve ödül avcılığı olduğunu düşünüyorum ki! Bu konu aslında Uluslararası Olimpiyat Komitesini ve Evrensel spor anlayışını savunan kişi ve kurumları daha çok ilgilendirir diye düşünüyorum!
Kişisel görüş ve bakış açısı olarak bu konuyu bir kaç açıdan ele alıp değerlendirmekte yarar görmekteyim; birincisi ve hemde en önemlisi antrenman bilimi açısında ele almamız gerekir; Üst düzey performans sporcularının; yıllık faaliyet programları yapılırken yada girecekleri yarışmalar sporcuların takvimine konurken: Hazırlık dönemi müsabaka dönemi geçiş ve dinlenme dönemi diye farklı dönemlerinin olduğunu hep okuduk ve bizlere o konunun uzmanları tarafından böyle aktarıldı. Biraz daha geniş baktığımızda antrenman proğramı hazırlanırken öncelikli olarak bu tip üst düzey sporcular için 4 yıllık (Olimpiyat Oyunları hedef alınarak) bir planın düşünülmesi zorunludur. Çünkü bir yıl içerisinde çok büyük birkaç yarışmaya girmesi sporcunun performansını olumsuz yönde etkileyeceği gibi sakatlanmasınada neden olabilecektir. Bir defa ilgililerin bu konuda iyi düşünüp öyle karar vermeleri gerekir diye düşünüyorum. Ayrıca bu yarışmanın hemen ardından Avrupa Şampiyonası gibi büyük bir yarışmaya katılmak ne derece sağlıklı olacaktır hep birlikte göreceğiz.
Bir başka konu; dünyanın içerisinde bulunduğu, hem ekonomik hem enerji ve hemde iklim değişikliğine ilişkin sorunlarının tepe yaptığı bu günlerde, zorluklar ve bu zorluklara karşı savaş veren bir yığın insan varken; böylesine bana göre keyfi bir yarışma organizasyonun yapılması ne kadar yerinde alınmış bir karardır? Doğrusunu isterseniz ben bu iş kimin aklından ortaya atılmış ve bu kararı kimler almış? Bu konuda mantığım bir türlü ikna olmuyor. Bu durum ayrıca hem İslama ve hemde ülkemize zarar veren bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Sporcular, Antrenörler emir kulu olabilirler kuşkusuz üst makam ne derse onlar bunu uygulamakla yükümlüdür ve ayrıca nemalanacaklarıda kaçınılmazdır! Dedim ya açlıkla savaşan büyük bir çoğunluk ve mutlu yaşayan küçük bir azınlık! Evrensel anlamdaki sporun işlevi bu olmamalıydı.
Ayrıca; Gerçek anlamda bu tür organizasyonların amacı, evrenseliği içermelidir, öyle dinsel aidiyetleri kutsamaz ve öne çıkarmaz, kapsayıcı olur, ırk, din, dil, renk ve mezhep gözetmez savaşlara karşı dünya barışını gözetir, insan ırkının barış içinde yaşamasını amaçlar,,,v.s..... gerçekte bu tür organizasyonların uygulanması çok ucuz, çok sıradan bir ümitasyondan daha ileriye gitmez. Yazık, kendi inanç değerlerine saygısı olmayan kötü bir zorlama........
Yakında Avrupa şampiyonasına katılacak sporcularımıza daha şimdiden başarılar diliyor kazasız belasız bir yarışma çıkararak sağlıkla evlerine dönmelerini temenni ediyorum.
Saygılarımla
Yorum Yazın
Facebook Yorum