Bu yılın eğitim işleri haziran ayı içinde sona eriyor. Bol tatilli, bol izinli günlerle beraber çok önemli bir sebep olmazsa sezonu sağlıklı bir şekilde bitireceğiz.
Benim sürekli aklıma takılan konuyu bugün yeniden sizlere aktarmayı sürdüreceğim. Eğitimimizdeki ilk dört yıl içindeki spor dersleri, spor hocaları tarafından verilmiyor. Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni demem lazım ama alanın içindekiler bile bunu söylemek için uzun bulduklarından kısaca ‘spor hocası’ diye seslendiklerinden meslek ismini böyle kısaltıyorum. Bazılarımız bedenci diyerek konuyu temelden çözüyor!
Burada, bir iş’ten söz ediliyorsa, o işi yapanın ismi net olarak yazılmalı, konuşulmalı, söylenmelidir. Bazen kısaltmalar bizi kurtarabilir ama anlaşılır bir ifade olmalıdır. Şimdi bu isim işine takılıp kalmadan meselenin özüne dönmek istiyorum.
Eğitimdeki ilk 4 yılın ilk 3 yılında sporla ilgili dersler var fakat bu dersler spor hocaları tarafından yürütülmüyor. Sınıf öğretmenleri, beden eğitimi ve sporla ilgili dersler eğer müfredatlarında var ise girmeye devam ediyorlar.
Konuyu 25 yıldan bu yana yazmakta olduğum köşelerde dikkatleri çekmesi için dile getiriyorum. Kuşkusuz bu işin planlaması Millî Eğitim Bakanlığını ilgilendiriyor olsa da Eğitim Fakülteleri yanısıra Spor Bilimleri Fakültelerinde de tartışılmalıdır. Eğer yakın zamanda bu konuda bir gelişme yaşanmaz ise mensubu olduğum Üniversitemde, bilimsel bir toplantı düzenleyerek çözüm önerilerini herkes ile paylaşacağım.
Bunları neden yazdığımı az çok tahmin edebilirsiniz. Çocuklarımızın sporla tanışmaları okulla başlamaktadır. Yüzme, cimnastik, eskrim gibi branşlarda anne ve babalar eğer sporla ilişkileri varsa ya da çocuklarının sporcu olmalarını istiyorlarsa bu sporlara erken yaşta yönlendiriliyorlar. Çünkü bu branşlarda başarı çok küçük yaşlarda başlanırsa gelmektedir.
Sınıf öğretmenliği bölümünde okuyan öğrenciler bölümlerinde, spor derslerinde egzersizle karşılaşıyorlar. Ama bu dersler varsa!
Tahmin ettiğiniz gibi dersler varsa. Var olan bölümlerde bu derslere sınıf öğretmenleri giriyor. Ama hangi eğitimle bu dersleri verebilecek yetkinliğe ulaşıyorlar? Bazı tanıdıklarım bu yaş grubundaki çocuklara pedagojik yaklaşımlarda bulunulması gerektiğini söylüyorlar. Peki, diğer eğitimlerde bu yaklaşıma gerek duyulmuyor mu? Bugün için derhal, Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümlerinin ders planları yeniden gözden geçirilmeli, kademelere göre eğitim verilmelidir. Çocuklarımızın erken yaşlarda egzersiz ve sporla karşılaşmaları sağlanmalıdır.
Yazımın sonuna geldiğimde hazin bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum: Ne yazık ki sınıf öğretmenliği programlarının birçoğunda egzersizle ilgili bir ders yok. Görmediklerim mutlaka vardır ama oyunun, egzersizin, sporun olmadığı bir program, aradığımız profillere yönelik kaliteli bir spor jenerasyonunun ortaya çıkabilmesi için asla yeterli olmayacaktır.
İki yollu bir çözüm öneriyorum: 1. Sınıf Öğretmenliği ders planlarına oyun, egzersiz ve sporla ilgili dersler konulmalıdır. Bu dersleri spor bilimleri fakültelerinden hocalar yürütmelidir. 2. Spor Bilimleri Fakültelerinde yer alan Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümlerindeki ders planlarına bu kademeye yönelik özel bir modül hazırlanarak, buralardan mezun olanlar atanmalıdır.
Bu haftalık bu kadar. Haftaya bir başka konuda görüşmek üzere…
İlköğretimde ilk 4 yıl…

Yorum Yazın
Facebook Yorum