Cevap çok basit...
Günü kurtarma peşinde olanların!
Basketbol geçmişi olmayan kişi (veya kişilerin) kandırdığı büyük şirketler ve ardından alt yapısız oluşturulan günü birlik kurulan takımlar… Harcanan milyonların ardından gelmeyen başarılar...
Sonuç bir sene, iki sene derken… O büyük şirket (veya oluşum) elini eteğini çekiyor basketboldan... Hasbelkader altyapı takımları kurulduysa eğer onlarca sporcu da sokakta kalıyor... Veya o kişi çocukların elinden tuttuğu gibi gidiyor bir başkasını “işte elimde geleceğin yıldızlarıyla bir takım var” diyerek kandırmaya…
Sonra mı ne oluyor?
Bu ağzı laf yapanlar oradan girip, buradan çıkıp başka bir şirketi veya belediyenin daha kanına giriyor ve bu kısır döngü sürüp gidiyor...
Kazanan hep bu kişiler!.. Kaybeden ise İzmir ve ülke kadın basketbolu... Üstelik de basketboldan soğuyan zenginler!..
Oysa bu kişilere kanmayıp, basketboldan, spordan anlayan “gerçek spor adamları” ile yola çıkılabilse ve ilk yıllarda şampiyonluk değil de, altyapı da organize olma hedefi konulsa bakın bakalım neler olacak?
Bir anda milyonlar harcayıp başarısızlığın tadına bakmaktansa, ufak adımlarla önce sporcu yetiştirip sonrasında adım adım şampiyonluk gelse alınacak hazzın tarifi olmaz!..
Bir de unutmadan çuvaldızı kendimize de batırmamız gerekiyor...
Bu kişilerin kandırdığı şahısları pohpohlayan ve “haydi aslanım, olur başkanım” diyen sözde İzmir sporuna aşık olanlar!.. Bırakın bu işleri!..
Altyapı, altyapı, altyapı!..
Allah aşkına kadın basketbolunda bir yerlere getirmek istiyorsak İzmir’i önce altyapıyı düşünelim, sonra Avrupa’yı...
Ve kurtulalım şu simsarlardan!..
Yorum Yazın
Facebook Yorum