Denediniz mi bilmiyorum ama hayal kırıklıklarını hiçbir yapıştırıcı yapıştırmıyor. Bıraktığında yine aynı kalıyor… Unutmamalısınız ki; hayal kırıklığı kendi eserinizdir!.
Düşünüyorum da, Karşıyaka Spor Kulübüne gönül veren bir kadının hayal kırıklığı, milyonlarca cam parçasından daha keskin olmalı.
Sorsak mı acaba, nasıl bir cevap verecekler?
Karşıyakalı erkekler de, bu yıl ne düşündü bilemiyorum ancak tahminim; ne zaman bir düş kursalar, ertesi gün hayal kırıklarını topluyorlar!
Hayaller bitti…
Gerçek; üçü bir yerde hüsran!..
Futbol, basketbol ve voleybol…
Gel de ağlama!..
Asla ağlamayın… Şimdi zaman gözyaşı dökmek değil, kendinizi toparlayıp, birleşmek olmalı.
Bu konuda umutlu muyuz?
“Asla…” diyorsunuz değil mi?..
Aynı fikirde değilim.
Bir lider etrafında toplanacak aile, en kısa zamanda büyük bir camiaya dönüşebilir… Her şeyin para olmadığını “Paralı yönetim” ve taraftarın topladığı “şampiyonluk primi” sizlere en güzel gösterge olmalı!
Para da lazım. Ancak, önce inanmalısın…
Roma'da yaşamış hatip, avukat, senatör ve tarihçi olan Gaius Cornelius Tacitus’un dediği gibi: “Siz kendinize inanın, başkaları da size inanacaktır.”
Önce kendine inanacaksın.
İnanmıyorsan yola çıkma!
Bu işe baş koyuyorsan da, etrafındakilere güveneceksin.
Hayatınızda güvenebileceğiniz bir kişi varsa, gerisi olmasa da olur diye düşünerek hep o doğru bir kişiyi bulacaksın. O da, diğer bir kişiyi arayıp, bulacak ve zaman içinde birbirine inananlar, güvenenlerle orduyu oluşturabilirsin…
Yola büyük iddia ve ümitle çıkan ancak dört lastiğin birden patlamasından çok, aracın çıkamayacak hendeğe düşmesi (veya düşürülmesi) ile darmadağın olan basketbolu gözlerinizin önüne getirin… Her şeyin tuzu biberi oldu!
Bitti bitecek derken, bazıları da avuçlarını ovalarken; yok olma tehlikesini bertaraf eden, bu yola baş koyup, inananların gücü oldu. Bu da; 1974 yılından bu yana basketbolun en üst liginde yer alan takımı ligde tutmaya yetti.
İnanmak…
1966/67 sezonundan itibaren oynanan ligde 2 kez şampiyonluk sevincini yaşayan Karşıyaka basketbolda bir ekol. Ülke basketbolunun üst düzeyindeki akil adamlarından tutun da, basketbol topuyla buluşan en küçük çocuğa bile “Basketbol” diye sorulur, “Karşıyaka” diye cevap alınır…
Veya yazılır… Okunur…
Yaşamın bazı bölümleri ne yazık ki, acıdır!..
Hayat her zaman “bal-kaymak” yedirmiyor insana… Bazen de “acı” ile yüzleştiriyor…
Karşıyaka basketbolunda olduğu gibi…
Hep ağızlarda pelesenk olmuştu. “Pınar bıraksın, kimler gelir kimler!..”
Bıraktı… Leş kargaları bile uğramaz oldu…
Sevenler el atmasa, bugün belki Yalova veya Darüşşafaka’dan birinin yerinde sen olacaktın. O zaman da bir takımın düşme öyküsünü yazanları okuyacak, timsah gözyaşı dökenleri izleyecektik…
Neyse ki düşmedi…
Düşmemesi için olağanüstü çaba harcayanlara teşekkür borcu var, basketbol ailesinin…
Ya file için ne demeli?
Yanlışlar zinciri, “ben bilirim” egosu, oyuncu tercihlerindeki anlamsızlıklar, en küçük başarıdan sonraki “bu dağları ben yarattım” diyerek hindi gibi kabarıp büyüklük taslamak!.. Sonuç “zafer şarkıları” ile başlayan sezonun sonundaki “hüsran uzun havaları…”
Şöyle bir hafızamızı zorlayacak olursak; Karşıyaka voleybol, Profesyonel Türkiye Voleybol Liglerinin kuruluşundan itibaren 1. Lig seviyesinde temsil edildi. Süper Lig'de 16 kez mücadele eden Karşıyaka, en büyük başarısını 2006-2007 sezonunda Türkiye 3.sü olarak elde etti. Ne yazık ki, 2010-2011 sezonunda tarihinde ilk kez küme düştü.
2012-2013 sezonunda 2. Lig takımı olarak Türkiye Kupası'nda final-four'a kalarak büyük bir başarı elde etti. Aynı sezon averajla 2. Lig şampiyonluğunu kaçıran Karşıyaka final grubunu 3. olarak tamamladı, 1. Lig'e yükselemedi.
O gün bugün bir çıkma kavgasında hep çıkamama… Bu nasıl aşılacak bakalım?
Sahneye en son assolistler çıkar. Biz de futbolu sona bıraktık.
1912 yılında kurulan tarihi kulübün ana branşı olan futbol, olmazsa olmaz…
Yeşil-kırmızılı ekip, liglerin 3 kategoride oynandığı dönemde 1973-1974'ten itibaren 7 sezon 3. Lig'de yer aldı.
2008-2009 ve 2009-2010'da play-off oynayan Karşıyaka, 2008-2009'da play-off final maçında Kasımpaşa'ya yenilerek Süper Lig'e çıkamadı. TFF 2. Lig'e tutunamayan İzmir temsilcisi, 3. Lig'e kadar geriledi.
7 yıl 3. Ligde oynayan, 1979-80 sezonunda 3.Ligi düşme hattında tamamlayan ancak yapılan statü değişikliği ile düşmekten kurtulmanın yanı sıra 1. Lige alınan Karşıyaka futbol takımı 2017/2018 sezonunda yine 3. Lige düştü!
O gün bugün bu kara tablo devam ediyor…
Elbette yılların getirdiği bir zincir söz konusu. Her şeyi bugüne yıkmamak da gerekli. Bu kez bir halka daha eklendi. Geçen yıllarda herkes mi başarısız, tümüyle mi art niyetli?
Asla…
Yıllardır renk aşkıyla yanıp tutuşan, elinden geldiğini yapan, yapmak için maddi manevi destek veren, semtini, rengini kalbine yerleştirenler ve başarılı olanlar da yok değil… Sözümüz meclisten dışarıya. Kim üzerine alınırsa, onlara…
Kendini de bilirler…
Ama bir gerçek var, o da şu andaki tablo…
İstesen, sipariş versen, milyonlar döksen, bunu Fransa'da yaşamış 20. yüzyıl sanatının en iyi bilinen isimlerinden, İspanyol ressam, heykeltraş, sahne tasarımcısı, şair ve oyun yazarı olan Pablo Picasso bile yapamaz! Elbette bu da işin latifesi…
Hayat acıyı sever ama gözyaşlarından haz etmez. O nedenle artık gözyaşı dökmekten vazgeçin ki, bu camiayı toparlayın. Gözyaşınızı silin derken, timsah gözyaşı dökenlere söylemiyorum. Onlar üzerine alınmasınlar!..
Yorum Yazın
Facebook Yorum