MENU
  • YAŞAM-TURİZM
  • ALIŞVERİŞ
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Kimse Duymasın
DOLAR34.0692
EURO37.7489
GR ALTIN2730.4
ÇEYREK4491.1
İzmir
Kimse Duymasın
Kimse Duymasın
  • GÜNCEL
  • MEDYA
  • SAĞLIK
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • SPOR
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • ÇEVRE
Kapat

Kulüplerimiz, sporumuz nasıl güçlenir?

Ana SayfaYazarlarProf. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
06 Ocak, 2016, Çarşamba 06:14 1785
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Bunu farklı açılardan ele almak gerekir: Birincisi, çeşitli gelir kaynakları varlığının araştırılmasıdır. Kulüp üyelerinden gelecek aidatlarla bir kulübü yönetmek neredeyse imkansızdır. Bunu herkes bilsin! İkincisi ise; herkesin söylediği ve kolay olacağı sanılan sponsorların kapıda hazır beklediklerinin düşünülmesidir.Bu da kolay bir yol değildir ve sponsorların beklentileri çok farklıdır.

Kulüp derken daha çok sportif amaçlarla kurulmuş olanlarından söz ediyorum, Yaprak Sevenler Kulübü, vb. değil… Sportif performans amaçlı kurulan spor kulüplerinin işleri son zamanlarda daha da zorlaştı.Rekabet arttıkça harcanan rakamların miktarı artıyor.Yalnızca sporculara verilen paralar değil, ulaşım, konaklama, sağlık ve hesapta olmayan ödemeler, kulüp bütçelerini altüst etmek için yeterli oluyor.

Çeşitli kuruluşların onlarca spor kulüpleri vardı.Bir anda hepsi kayboldu gitti.Ya da faaliyetlerini çok alt düzeylere indirdiler.Özellikle kamudaki spor kulüpleri bu konuda çok kayıp verdiler.Çukobirlik hentbol takımının yıllarca güneyin en güçlü kulübü olduğunu hatırlayanımız var mı?Trabzon İskenderpaşa bayan hentbol takımının başarılarını bilenimiz var mı?Çaykur Rize hentbol takımının İzmir’e gelip müthiş gollerini o zamanki TRT’den izleyenimiz var mı? Alarko, Simtel, Arçelik, Vestel, Türk Hava Yolları takımlarını bir çırpıda nasıl unuttuk?

Ne var ki, yerel yönetimler spora ve spor kulüpçülüğüne el attılar da durum biraz sakinleşti.Bu durumu eleştirenler de yok değil.Belediyelerin spor kulüpçülüğü işinde haksız rekabetlerin yaratıldığı iddia ediliyor.Onlardan beklenen hizmetler olarak tesis yapımı, malzeme desteği ve ulaşımdan söz ediliyor. Ama bir gerçek var ki, yerel yönetimler spora bir heyecan getirdiler… Bazıları uluslararası düzeyde faaliyetleri başarı ile yapıyor.Bazıları ise liglerde kıran kırana mücadele ediyor.

Bütün bunların yanında bir görüş var, “belediyeler spordan çekilseler ülkede spor biter” diyorlar… Çok iddialı yaklaşım… Yüzlerce spor kulübü var, belediyeler de spor kulübü kurabilirler.Yasal olarak bir sakıncası yok.Ama süreklilik, kalite, dürüst rekabet koşulları devreye girince durum farklı olabiliyor.

Buradan çıkarmamız gereken gereken dersler bulunuyor.Belediyeler, sportif bir kent sporu kimliğini işlemeliler.Yerel ama derinlikli sporlar ön plana alınmalıdır.Değerlerini kaybettiğimiz sporlar bulunuyor.Güreş örneğin, devşirmelerle işi götürmeye çalıştık.Krosta bile transfer yaptık.Hentbolda hiç olmadık.Atletizmde doping olmazsa başarı olmaz algısı yarattık.Bir madalyaya inanılmaz ödüller koyduk.Bakın, her zaman yazıyorum; bir olimpiyat altın madalyası yerine on tane Avrupa onuncusu olmasını yeğlerim. Bu yıl on adet Avrupa onuncusu olan atletlerimiz en az bir dört yıl sonra hepsi olimpik barajı geçmiş sporcular olacaktır. Onlar olimpik düzeyde yarışırken arkadan gelenler bu defa aynı kategoride ilk beşlerde yer almaya başlayacaktır.

Kulüplerimizin başarısı sporumuzu geliştirecek, yüksek performansların sergileneceği bir arenada yerimizin olmasını sağlayacaktır.Teşkilatlarımız bu konuda yeniden bir yapılanma içine girmelidirler.Antrenör eğitimi sil baştan değiştirilmelidir.Bugün bir Tıp eğitimi alıp bitren kişi hekim olarak görev yapmaktadır ve eğitimi sorgulanmamaktadır.Hukuk Fakültesini bitiren ve Avukatlık yapan bir kişinin eğitimi sorgulanmamaktadır.Ama kısa surely bir kursa katılıp Antrenör olan kişilerin eğitimleri, kaynakları, oluş biçimleri tartışılmaktadır.Bu duruma bir son vermek gerekir.

Antrenörlük bir meslek olarak görülmelidir.Üniversitelerin Antrenörlük bölümlerinde eğitim almaları sağlanmalıdır.Kısa surely kurslardan yetişerek antrenör olanlara özel zamanlarda gelişim seminerleri imkanı verilmelidir.Antrenörlerin mutlaka bir yabancı dili konuşuyor ve yazıyor olması istenmelidir. En az 50 yıllık bir planlama yapılmalıdır. Giderek gençleşen nüfusumuzun içindeki yetenekli sporcularımızın keşfedilip, elit düzeyde sporcu olmaları için buna ihtiyaç vardır.

Kulüpler ve dolayısıyla sporumuzun gelişmesi için içiçe geçmiş bir halkalar topluluğu gündemdedir. Aile, Okul, Kulüp ve bunları birbirleriyle güçlü bir zincirle bağlayacak olan olay sporun bir sisteme çevrilmesinden geçmektedir. Sistem olmayınca yapılan hiçbir çalışmanın değeri olmayacaktır.Uzmanlarımız, yetkililerimiz, eğer çalışıyorsa Üniversitelerimizin spor bölümleri bu konuya daha sıkı sarılmalıdırlar. Spor ne bir antrenöre, ne de bir federasyona bağlı olmayacak kadar değerli bir hazinedir. Spor için onlarca kurum ve kuruluş neredeyse eşdeğer düzeyde sorumluluk sahibidirler. Kimse, bu spor beni ilgilendirmez diyemez, dememelidir. Ama hazin bir tabloyu da paylaşmadan bitirmeyeceğim yazımı: Ankara’da Rio için Voleybol maçları oynanıyor. Etrafımdaki Voleybol hakemleri ve antrenörlerine soruyorum, haberleri yok?Bu nasıl iştir?Bu nasıl bir spor kültürüdür? İnanılır gibi değil! Ama bu bizim gerçeğimiz…

İşimiz çok ve meşakkatli … Hastalıklarda olduğu gibi, doğru bir tanı, iyi ve başarılı bir tedaviyi getirecektir.Bazı zorluklar çıkabilecektir. Herkes şuna inanmalıdır: Zor’dur fakat imkansız değildir…

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN

    iletişime geç

    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN Sporda tekno-ergonomi
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU Merhaba Balıkçı, merhaba...
    AVNİ ERBOY
    AVNİ ERBOY Akan su yosun tutmaz…
    ERDOGAN ARIPINAR
    ERDOGAN ARIPINAR Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nde neler oluyor?
    SEVGİ MOLVA
    SEVGİ MOLVA Zeytin ağacıma dokunma
    BEDRİ CUMHUR DOĞU
    BEDRİ CUMHUR DOĞU Karşıyaka Körfezi’nde Dalgalanan Bayrak
    ESAT ERÇETİNGÖZ
    ESAT ERÇETİNGÖZ Selçuk Efes Müzesini gezdim
    YILMAZ DURMAZ
    YILMAZ DURMAZ İktidarın yolu
    SEZGİ KAYA
    SEZGİ KAYA Dönemin en ünlü yazarlarından: Virginia Woolf
    SİNAN GENÇ
    SİNAN GENÇ Ataları düşman değil, kardeşmiş
    CAN BARHAN
    CAN BARHAN Jose Mourinho'yu uyarmak lazım
    OKAN YÜKSEL
    OKAN YÜKSEL Göztepe'nin koca kaptanı Gürsel Aksel
    FİRDEVS TUNÇAY
    FİRDEVS TUNÇAY Bakü'de bir Karşıyaka sevdalısı
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK Kirli düşüncelerinizi ve ellerinizi futbolun üzerinden çekin
    Dr. ŞABAN ACARBAY
    Dr. ŞABAN ACARBAY Antrenörler ve yorgunluğun giderilmesi
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI Futbolun ve futbolcunun kirli yüzü
    MUSTAFA YILMAZ
    MUSTAFA YILMAZ Halka ucuz gıda için...
    TEOMAN GÜRAY
    TEOMAN GÜRAY Bir kıvılcım yakmak
    EBRU DIVRAK
    EBRU DIVRAK Sonra ne oldu?
    Prof. Dr. İLKER GÜL
    Prof. Dr. İLKER GÜL Vatan, Millet, Sakarya gazı...
    Prof. Dr. BİLGE DONUK
    Prof. Dr. BİLGE DONUK Pandemi Döneminde Çocuk ve Spor
    MERT ERBOY
    MERT ERBOY Kaf Kaf maç sonu çekilir!
    Dr. HAKAN TARTAN
    Dr. HAKAN TARTAN Bir insanlık abidesi Kemal Baysak
    ERDAL İZGİ
    ERDAL İZGİ İki bin onsekiz
    TUNÇ AFŞAR
    TUNÇ AFŞAR Yeniden yapılanma
    Kimse Duymasın
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Kimse Duymasın 2020 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle