Dubai çikolatası ortaya çıktığından beri, tüm dünyayı kasıp kavurdu. Dubai çikolatası, popüler kültürün en önemli simgelerinden biri haline geldi. Dubai çikolatasının bu kadar popülerlik kazanması, olaya sosyolojik açıdan bakıldığında, bence toplumların yenilik arayışı içinde olduğunun önemli bir göstergesi.
Tekdüze giden bir hayat yolculuğunda, bu tür farklılıkların ilgi çekmesi de bu yüzden normal. Bu tür girişimler, her ne kadar tüketim toplumlarının kapitalizm anlayışını desteklese de , toplumların zaten monoton süregelen bir yaşam döngüsünde, kişilerin sade hayatlarına bir değişiklik getirmekte. 38 yaşında Britanyalı Mısırlı girişimci Sarah Hamouda, Dubai’de yaşadığı dokuz yıl boyunca bu benzersiz çikolataları üretmeye başlamasıyla, birçok ülkede Dubai çikolatası önemli bir şöhrete kavuşmuş oldu. Dubai’nin fıstıklı künefe çikolatası , Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) butik bir çikolata mağazasına ait. Sarah Hamouda bir röportajında, Dubai çikolatası üretilirken, Dubai çikolatasının bu kadar sevileceğini tahmin etmediğini söyledi , röportajı yapan muhabirin Dubai çikolatasının tadının ,Türk mutfağının sevilen tatlılarından Baklava ‘ya benzediğini söylemesinin üstüne Sarah Hamouda Dubai çikolatasının üretim aşamasında, Baklava tatlısından esinlenildiğini itiraf etmişti. Ayrıca, Dubai çikolatasının üretim aşamasında, Antep fıstığı ve Türk mutfağının sevilen tatlılarından “Künefe “ de kullanılmıştır.
Dubai çikolatası ile ilgili sosyolojik bir tahlil yapmak gerekirse, uluslararası başarılara imza atan bazı medeniyetlerin, bu zaferlerinde Türk kültürünün etkisini görmek mümkün. Türk toplumunda, eskiden beri Batı’ya özenti vardır, hatta bu durum Türk Edebiyatının önemli eserlerinde de içerik olarak işlenmiştir.
Konunun özüne dönmek gerekirse, Dubai çikolatasının üretim aşamasında hem Türk mutfağının sevilen tatlılarından “Künefe” tatlısı kullanılmış hem de Dubai çikolatası üretilirken, Dubai çikolatasının üreticisi Sarah Hamouda çikolatanın üretim aşamasında yine geleneksel Türk mutfağının sevilen tatlılarından “Baklava” tatlısından esinlenildiğini itiraf etmiştir. Bunun en önemli örneklerinden biri de 2005 Eurovision Şarkı Yarışması ya da 50. Eurovision Şarkı Yarışmasında Yunanistan’ı temsil eden Rum asıllı şarkıcı Elena Paparizu’nun “My Number One “ adlı şarkısında Türkiye’nin Karadeniz Bölgesine ait bir kültürü olan kemençe ve horon eşliğinde, 230 puan elde ederek 50. Eurovision Şarkı Yarışmasından finalist olarak ayrılmasıydı. Türkiye’nin de katılmış olduğu Eurovision Şarkı Yarışmasını , zengin Türk kültürüne ait kemençe ve horon ile birlikte gösterdikleri koreografi sayesinde Yunanistan’ın kazanması, tıpkı Dubai çikolatası örneğinde olduğu gibi, bu söylemi destekleyen en somut örnek olacaktır.
Beynelmilel elde edilen zaferlerin bir kısmında hatta belki de çoğunda, Türk kültürünün birçok örneğini görebilmek gayet mümkündür hele ki birde tekdüze süregelen uzun bir yaşam döngüsünde, birçok toplum, değişikliğe hasretse ve Türk kültürünün zenginliği birçok toplumu etkilemeye devam ettikçe, bu etkiyi görmek, şahit olmak kaçınılmaz hale gelir.
Dubai çikolatasını da, bu kadar büyük bir şöhrete kavuşturan, Dubai çikolatasının belki de bu sosyolojik özellikleridir.
Yorum Yazın
Facebook Yorum