MENU
  • YAŞAM-TURİZM
  • ALIŞVERİŞ
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Kimse Duymasın
DOLAR34.0692
EURO37.7489
GR ALTIN2730.4
ÇEYREK4491.1
İzmir
Kimse Duymasın
Kimse Duymasın
  • GÜNCEL
  • MEDYA
  • SAĞLIK
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • SPOR
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • ÇEVRE
Kapat

Spor ve denetim odağı

Ana SayfaYazarlarProf. Dr. SEYHAN HASIRCI
27 Nisan, 2022, Çarşamba 00:54 561
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Spor ve denetim odağı

Günümüzde sporu izlerken, uygularken, yönetirken ve hatta tartışırken gözardı etmememiz gereken önemli bazı konuların olduğunu düşünüyor ve Spor Kültürümüzün gelişimi için üzerinde oldukça fazka kafa yormamız gerektiğine inanıyorum; Bu bağlamda hem sporcunun hem de yönetici, antrenör ve izleyicilerin geniş bir spor bilgisine sahip olmaları, sporun paydaşları olan ve sporu yakından ilgilendirip etkileyen, değişik bilim dallarına ilişkin bilgilerle donanımlı olmaları Spor Kültürü açısındanda  büyük önem taşımaktadır.

Şayet sporun paydaşları olarak tüm bu bilgilerle donatılmış olursak sanıyorum gerek sporda  ve gerekse hayatta karşlaştığımız sorunlarla daha kolay baş edebileceğimiz gibi, söz konusu sorunlardan daha hızlı bir şekilde sıyrılabileceğimizi zannediyorum. Bu nedenle siz değerli okurlarıma bu yazımda Denetim Odağı ve Spor ilişkisini işlemeye çalışacağım.  

Kişilik kuramcısı Rotter’e (1966) göre, kişi uzunca bir süre kontrol edemediği bir pekiştirme süreci yaşarsa, güçsüz olduğu inancını geliştirir. Bazı insanlar günlük hayat olayları karşısında, olayların kendi denetimleri altında olduğuna, duruma egemen olduklarına inanırken, bazıları da bunun tam tersini düşünürler (Bilgin, N. 1988).

Rotter, olayların kendi denetimleri altında olduğuna inananlar ve inanmıyanlar olmak üzere bu iki tip insanı ayırdetmiştir, daha değişik bir anlatımla, başarı ya da başarısızlıkları denetleyen gücün kaynağını birey ya kendi içinde ya da kendi dışında algılayabilir. Bu gücün kaynaklandığı yere ‘Denetim Odağı” adı verilmektedir (Rotter,J.B.1954).

Bu konuya ilişkin, denetim odağını ağırlıklı olarak, kendi içlerinde algılayanlara, yani başarı ve başarısızlıklarını kendi yetenek ve çabalarına yüklemleyenlere “iç denetimliler”, kendi dışlarındaki nedenlere, yani şans ve işin güçlüğüne yüklemleyenlere “dış denetimliler” denilmektedir.

Denetim odağı eğiliminden birinin ya da diğerinin bireyde ağırlık kazanmış olması, bireyin karşılaştığı birçok durumda onun önünde bulunan davranışsal seçeneklerden hangisini yeğleyeceği üzerinde etkili olacaktır. Denetim odağı algısı, ödül ve cezanın birey tarafından mı yoksa bireyin dışındaki birtakım nedenler tarafından mı denetlendiğine ilişkin genel bir beklentidir.

Sosyal öğrenme kuramına göre davranışın tekrarında pekiştiriciler ve kişisel ihtiyaçlar belirleyici rol oynamaktadır. Eğer kişi yaptığı davranış ile arkasından gelen pekiştirici arasında olumlu bir ilişki kuruyor ise, davranışın tekrar edilme olasılığı artar, bu da sosyal öğrenme kuramcılarına göre hem belli davranışların öğrenilmesine, kazanılmasına hem de kişinin ileride benzer durumlara göstereceği davranışın öngörülmesine neden olur

İşte kişilerin iç denetim ağırlıklı mı yoksa dış denetim ağırlıklı mı olacağının temeli ailede başlar; bu nedenle ailenin çocuk eğitimine ilişkin faktörün temeli daha derinde olan bir faktördür; Aile çocuk ilişkilerinin doğrudan gözlenmesi gerekir. Yeni doğan bir bebek çaresiz durumdadır, kendi yaşamı üzerinde bir denetim kuramaz, her şeyi ile bakıcısına bağımlıdır.

Diğer bir anlatımla, bebek tamamen dış denetimlidir ve öyle olmak zorundadır. Ne varki yaşı ilerledikçe denetim odağının dış denetimlilikten iç denetimliliğe doğru bir değişim göstermesi beklenir, bunun böyle olması doğal bir olgudur.

 “Çocuklar yaşla birlikte daha içsel olma eğilimi taşımaktadırlar.” Bunun nedeni, çocuğun giderek kendisi için önemli birtakım kararları alabilme özgürlüğünü kazanması, aile ve çevresine karşı göreli bir bağımsızlığa kavuşması ve kendi başına daha yeterli bir duruma gelmesi olarak belirtilebilir.

Önemli ön koşullardan bir tanesi de sosyo ekonomik ve kültürel yapıdır. Rotter (1966) denetim odağı hakkındaki genel konulardan biri olan bu yapıyı şöyle açıklamıştır: “Düşük sosyo ekonomik ortamdan gelen çocuklar dış denetimli olmaya yöneliktirler.” Bu bağlamda kendi ülkemiz ve böylesi bir ortamda yetişen çocuklarımız söz konusu olduğunda, bu kişilerde iç ya da dış denetimlilikten hangisinin daha etkin rol oynayacağı aşikardır!

Türkiye’de ve benzeri üçüncü dünya ülkelerinde, batıdaki sanayileşmiş ülkelerdan farklı olarak “bireysel ayrışım” kültürünün değil “beraberlik” kültürünün yaygın olduğunu vurgulamıştır. Türkiye’ye ilişkin bulguları, anne babaların çocuklarında en fazla değer verdikleri özelliğin “itaat ve saygılı olma” iken, buna karşılık en az değer verdikleri özelliğin ise “bağımsızlık” ve “hayırlı evlat” isteklerinin en yaygın olarak belirtildiğini ortaya koymuştur.

Denetim odağı ile sportif performans ilişkisine gelince;Herhangi bir sportif karşılaşmada elde edilen başarılı ya da başarısız sonuçlar veya beden eğitimi dersinden alınan iyi kötü notların nedeni, sporcu, öğrenci, antrenör ve beden eğitimi öğretmenleri tarafından her zaman ilgi çekici olmuştur. Hemen hemen tüm diğer yaşam alanlarında olduğu gibi bu alanda da kaybetmek ya da kazanmak başarı ve başarısızlığın somut göstergesi olarak kabul görmekte, bu bağlamda sportif performansın başarı motivasyonu ile baglantılı bir davranış olduğu düşünülmektedir.

Denetim odağı daha önce de belirtiğimiz gibi başarı motivasyonunu öngörebilen bir yapıya sahip olduğu için sporcunun başarısını öngörebilecek değişkenlerden birisi olarak düşünüldüğünde, spor alanında başarı ve başarısızlığın spor yapan bireyler tarafından nasıl algılanıp ve nasıl açıklandığını kendilerinden duyarak, bu alanda daha kısa yoldan bilgiye ulaşmayı sağlar.

Sporun farklı alanlarında yüklemleme kuramının araştırılması sırasında bazı farklı hipotez, model ve kuram geliştirilebilir, tüm bu farklı yaklaşımlarda ortak hedef, bir yarışma sonucunda, başarı – başarısızlığa neden olan öğelerin, sporcu ve antrenörler tarafından ne şekilde algılandığıdır.

Başarı ve başarısızlığın nedenlerinin sporcular tarafından nasıl algılandığının bilinmesi de sporcuların bir sonraki yarışmada daha başarılı olmak için ortaya nasıl bir performans koyacaklarını öngörebilmek için yararlı bilgiler sağlarken, antrenörün sporcusunu daha yakından tanıma fırsatınıda verir. Antrenör bu bilgiler ışığı altında sporcusuna hangi motivasyon araçlarını kullanacağı konusunda yol gösterir ve bu da başarı için önemli bir anahtardır.

Saygılarımla

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI

    iletişime geç

    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    ESAT ERÇETİNGÖZ
    ESAT ERÇETİNGÖZ Şarkıcı Ege'den Ayvalık'a anlamlı jest
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU Ayvalık 20.Zeytin Hasat ve Turizm Festivali'nin ardından... "Şiir, zeytin, Ayvalık"
    AVNİ ERBOY
    AVNİ ERBOY Bu hesap çözülür mü?
    ERDOGAN ARIPINAR
    ERDOGAN ARIPINAR Derneklerin yönetimi değişince, yöntemleri ne olmalı?
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN Sporda tekno-ergonomi
    SEVGİ MOLVA
    SEVGİ MOLVA Zeytin ağacıma dokunma
    BEDRİ CUMHUR DOĞU
    BEDRİ CUMHUR DOĞU Karşıyaka Körfezi’nde Dalgalanan Bayrak
    YILMAZ DURMAZ
    YILMAZ DURMAZ İktidarın yolu
    SEZGİ KAYA
    SEZGİ KAYA Dönemin en ünlü yazarlarından: Virginia Woolf
    SİNAN GENÇ
    SİNAN GENÇ Ataları düşman değil, kardeşmiş
    CAN BARHAN
    CAN BARHAN Jose Mourinho'yu uyarmak lazım
    OKAN YÜKSEL
    OKAN YÜKSEL Göztepe'nin koca kaptanı Gürsel Aksel
    FİRDEVS TUNÇAY
    FİRDEVS TUNÇAY Bakü'de bir Karşıyaka sevdalısı
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK Kirli düşüncelerinizi ve ellerinizi futbolun üzerinden çekin
    Dr. ŞABAN ACARBAY
    Dr. ŞABAN ACARBAY Antrenörler ve yorgunluğun giderilmesi
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI Futbolun ve futbolcunun kirli yüzü
    MUSTAFA YILMAZ
    MUSTAFA YILMAZ Halka ucuz gıda için...
    TEOMAN GÜRAY
    TEOMAN GÜRAY Bir kıvılcım yakmak
    EBRU DIVRAK
    EBRU DIVRAK Sonra ne oldu?
    Prof. Dr. İLKER GÜL
    Prof. Dr. İLKER GÜL Vatan, Millet, Sakarya gazı...
    Prof. Dr. BİLGE DONUK
    Prof. Dr. BİLGE DONUK Pandemi Döneminde Çocuk ve Spor
    MERT ERBOY
    MERT ERBOY Kaf Kaf maç sonu çekilir!
    Dr. HAKAN TARTAN
    Dr. HAKAN TARTAN Bir insanlık abidesi Kemal Baysak
    ERDAL İZGİ
    ERDAL İZGİ İki bin onsekiz
    TUNÇ AFŞAR
    TUNÇ AFŞAR Yeniden yapılanma
    Kimse Duymasın
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Kimse Duymasın 2020 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle