MENU
  • YAŞAM-TURİZM
  • ALIŞVERİŞ
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
Kimse Duymasın
DOLAR34.0692
EURO37.7489
GR ALTIN2730.4
ÇEYREK4491.1
İzmir
Kimse Duymasın
Kimse Duymasın
  • GÜNCEL
  • MEDYA
  • SAĞLIK
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR-SANAT
  • SPOR
  • EĞİTİM
  • EKONOMİ
  • SİYASET
  • ÇEVRE
Kapat

Ülkemiz Sporunun Yeniden Yapılanmasına İlişkin!

Ana SayfaYazarlarProf. Dr. SEYHAN HASIRCI
25 Ocak, 2021, Pazartesi 12:07 613
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Ülkemiz Sporunun Yeniden Yapılanmasına İlişkin!

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Sağlığı; ‘’Bireyin kendisini; fiziksel, duygusal (psikolojik) ve sosyal yönden mutlu hissetmesidir’’ diye tanımlar. Bu hiç kuşkusuz şu anlama da gelmektedir; Sağlıklı bir vücut, sağlıklı bir ruhsal yapı ve çevresi ile  sosyal yönden olumlu ve sağlıklı ilişki kurabilen insanı anlatır. Sporu ülke düzeyinde düşünürken insan sağlığına kazandırdıklarını da hesaba katarak esas çıkış noktamızın bu anlayışa hizmet veren şekliyle algılanması gerektiğine inanıyorum.
Bu bağlamda sağlıklı bir toplumu oluşturabilmemiz için sporun gerek dünyada ve gerekse ülkemizdeki uygulanış biçimine bakıp buradan birşeyler çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu bağlamda hem bilimin ışığı altında ve hemde yılların bana vermiş olduğu deneyimlerimle ülkemiz sporunun gelişimine belki katkı koyabileceğimi de düşünerek bir takım bilgileri siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim! Burada ülkemiz sporunun sorunlarını dört ana başlıkta ele alacağım ve bunları sırasıyla anlatmaya çalışacağım;
Birincisi; Sporun eğitimsel boyutu ve sorunları; Ana okullarından itibaren başlayarak; ilk, orta, lise ve yüksek öğrenim kurumlarında uygulanan Beden Eğitimi ve Spor eğitimini kapsar. Kısacası bu eğitimi yapan ve yaptıran kişilerle ilgilidir, bu alanda Beden Eğitimi Öğretmeni yetiştirilirken verilen eğitimin ülke düzeyinde bir sorun (eşitsizlik) teşkil ettiğini söyleyebilirim, yani akademik boyutunun yeniden gözden geçirilmesi ve burada eğitim verenlerin bilgi düzeyleri ciddi bir şekilde araştırılması kaçınılmazdır. Bu konu kuşkusuz öncelikle Milli Eğitim Bakanlığımız ile Yüksek Öğretim Kurumumuzun görevleri içerisinde yer alır!
Şayet geniş kitlelere sporu sevdirmek ve mümkün olan büyük bir çoğunluğa sporu yaptırarak yaygınlaştırmak ve ayrıca erken yaşlarda çocuklarımıza spor yapma alışkanlığını kazandırmak istiyorsak tüm dünya ülkelerindeki uygulamalara göz atmamız gerekmektedir. Kısacası tüm eğitim kurumlarında uygulanan Beden Eğitimi ve Spor derslerinin yeniden gözden geçirilmesi ve haftadaki ders saatlerinin arttırılması kaçınılmazdır. Özellikle erken yaş çocuklarının daha bu yaşlarda resim, müzik ve beden eğitimi (oyun formunda uygulanan) etkinlikleri öncelikli olma anlayışı sağlanmalıdır.
Burada dersleri uygulayan öğretmenlerimizin hem pedegojik hemde mesleki yeterlilik anlamında yeterli düzeyde bir eğitimden geçirilmeleri olmazsa olmazlarımızdandır.
İkincisi: Sporun Performans boyutu ve sorunları; Bu boyut başta Gençlik ve Spor Bakanlığımızı ardından, Spor Genel Müdürlüğümüz ve bünyesinde bulunan  tüm olimpik branş Federasyonlarımız ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitemizi ilgilendiren boyutudur. Burada da yapılan her türlü organizasyonların ve görevlendirmelerin tamamen işinin ehline konuyla yakından ilgili ve bu alanda bilgisi olan kişiler tarafından yapılmalıdır. Bir başka konu; Hiç zaman kaybetmeden ülkenin dört bir tarafında bilimsel anlamda yetenek arama ve yetenek belirleme çalışmasına başlanmalıdır.
(Bu konuda yürütülmekte olan TOHM yani Türkiye Olimpiyatlara Hazırlık Merkezleri daha önce ben ve meslekdaşım Beden Eğitimi Öğretmeni Köln Spor Yüksek Okulunda Eğitim görmüş arkadaşım Hüseyin Kutay ile birlikte, zamanın Gençlik Spor Genel Müdürümüze 2010 yılında Almanya’da sunduğumuz 100 sayfalık TOM projesinin bir kopyasıdır ve şu anda da amacına çok uygun bir şekilde yürütülmemektedir! Bu konuda isteyen her kişiye ben ve arkadaşım detaylı bilgi vermeye hazırız).
Şimdi devam edelim; Bilimsel verilerle seçilen bu yetenekli sporcuların asıl sorunu bundan sonraki aşamada başlar; Yani kısacası bu yeteneklere, eğitim verecek kişilerin sahip olduğu bilgi ve donanımları çok önemlidir ve ülkemizde bu tür çalıştırıcıların maalesef sayısı çok azdır ve bu alanda görevlendirilecek olan kişiler sporumuzun geleceğini belirleyecektir. Bu görevlendirmeler hiçbir zaman hatır gönül ilişkisi içerisinde olmamalı bilgi ve deneyim ön planda tutulmalıdır.
Ayrıca seçilen bu küçük sporcu adaylarının Ebeveynlerinden ayrılmamaları gerekir! (Kendilerine çok uzak olan herhangi bir uzak şehirde kurulan kamp eğitim merkezlerini kastediyorum). Yani çocuklar anne baba sevgisinden yoksun bir şekilde kalmaları engellenmeli, duygusal bozukluklara düşmemeleri için çalışma yapabilecekleri ortam kendi çevrelerinde sağlanmalıdır.
Bu anlayış aslında sporu yönetenlerin tümünü kapsayacağı gibi, antrenör hakem ve kulüp yöneticileriinide kapsamalıdır. Bana göre burada devşirme sporcu arayışından kurtulup kendi öz kaynaklarımıza bu şekilde dönmeliyiz.

Üçüncüsü; Sporun Hukuk Boyutu ve  Sorunları 

Sporda şiddetin önlenmesi için ulusal bir komite kurulmalı (Bu sadece taraftar eğitimi için oluşturulmalı), Spor/futbol sahalarında yapılacak yasal düzenlemeler konusunda olayın tüm taraflarını işin içerisine katabilecek düzenlemelerden hareket edilmelidir.

Aksi takdirde çıkartılacak “şiddeti önleme yasaları” kısa sürede istenilen sonuçları vermekten uzaklaşarak, kamuoyu tarafından yenilerinin yapılması önerilecektir. Çıkartılacak yasal düzenlemeler, stadyumlarda olay çıkartabilecek olan kişilerin can güvenliğini de koruyabilecek bir anlayış gözetilerek hazırlanmalıdır. Bu nedenle Sporda şiddeti önlemek için yeni yasalar çıkarmak yerine, mevcut olan uluslararası alanlarda kullanılan yasaların tam anlamıyla gözden geçirilip ülkemize uygun bir şekilde uygulanmasıyla daha sağlıklı sonuçlar alınabileceğine inanıyorum.

Özellikle 1985 yılında Belçikada Heyzel faciası olarak anılan Juventus-Liverpol  futbol maçında 39 taraftarın ölümü ve yüzlercesinin yaralanması ile sonuçlanan maçtan hemen sonra Avrupa Konseyinin hemen toplanarak tüm avrupa ülkelerine bir dekleresyon sunmuştur. Bu deklerasyona göre: Her ülkenin spor bakanlığı ve futbol federasyonu başkanlığı kendi ülkesindeki sporda şiddetti minumuma indirecek önlemler almaya davet etmiş ve bunu ne şekilde yapacaklarını deklere etmiştir.

(EUROPEAN CONVENTION ON  SPECTATOR VIOLENCE AND MISBEHAVIOUR AT

SPORTS EVENTS AND IN PARTICULAR AT FOOTBALL MATCHES Strasbourg,

19.08.1985- European Treaty Series - No. 120)

(SPOR ALANLARINDA VE FUTBOL ALANLARINDA ŞİDDET VE KÖTÜ DAVRANIŞ- LARIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ Strasburg 19.08.1985 Seri No: 120)

Spor alanlarında ve Stadyumlarda Şiddeti önlemek için yeni yeni yasalar çıkarmak yerine bu deklerasyonda uygulanması istenen şeyler yerine getirilseydi bence ülkemizde sporda şiddetten söz edilmezdi. Bu deklerasyon Spor Genel Müdürlüğümüzün arşivlerinde mevcuttur.

Dördüncüsü; Sporun Sağlık Boyutu ve sorunları

Dünyada etkinliklerini kendi toplumlarına erken yaşlarda sporu aşılamak sağlıklı bir toplum oluşturmaya yönelik yapılan; Kimine göre kitle sporu, kimine göre de herkes için spor olarak algılanan boyutudur. Her ne kadar bu boyutu Spor, Sağlık ve İçişleri bakanlığımızın sorumluluğu içerisinde olsada! Bu konuda Yerel Yönetimlere ve yöneticilerine büyük görevler düşmektedir.

Ama ne yazıkk ki; Yerel yönetimlerin spor konusunda öncelikli olarak kendi yöresindeki 7 den 70 e hizmet vermesi gerekirken! Sporun yukarıda saydığımız diğer iki boyutu (performans ve yarışma) ile ilgilenmelerini doğru bulmuyoruz. Bu kavramları biraz daha açacak olursak; Yerel yönetimler kulüp kurarak yarışma ve rekabet yapmaları yerine yörelerinde bulunan tüm kulüplere ayrım göstermeksizin saha tesis ve malzeme olanak ve desteklerini sunmalıdırlar.

Spor ya da Hareket kavramları; Farklı kişiler tarafından değişik biçimlerde açıklanmış olsa da; sonuç  olarak ortak bir noktada birleştiğini görmekteyiz. Biz spor bilimcilerine göre Spor ya da Hareket; “Organizmanın belirli bir süre içerisinde efor ve enerji harcayarak belirli bir sonuca ulaşıp, ortaya bir ürün koymasıdır (S. Hasırcı 1991)” diye tanımlarız. 

Bu bağlamda; Yerel Yönetimlerin Spora Desteği şöyle olmalıdır: Yarışma ve Performanstan önce, Hareket ve Egzersiz kavramlarının ön plana alınmalı ve sağlıklı bir toplum oluşturulmasına katkıda bulunulmalı, bunun için beldelerinde spor yapabilmek için Fiziki alanlar açmalıdırlar (Özellikle de Yüzme, Cimnastik ve Atletizm gibi erken yaş sporları teşvik edilmeli).
Bu bağlamda ülke sporumuzun yeniden yapılanması mümkünmüdür? Bu konuda her kişinin söyleyecek mutlaka birşeyleri vardır diye düşünüyorum. Bunun için yapmakla yükümlü olduğumuz çok şeyin olduğuna da biliyoruz.
Bu nedenle en başta ve hemde hiç zaman kaybetmeden; Bu alanda emek veren tüm paydaşları (Sporu en üst düzeyde yönetenler, Spor Bilimcileri, Antrenörler, Sporcular, Hakemler, Federasyon ve Kulüp Başkanları, Spor İl Müdürleri vs.) bir araya toplayarak uzun ve kapsamlı bir planlama yapmaktan geçer. Kısacası tedavi edeceğimiz hastalığın tam anlamıyla teşhisini yapmamız gerekiyor, Bunun için kapsamlı bir spor şürasının organize edilmesi gerekmektedir. Böylesi bir çalıştayda konular ne olmalı, kısaca göz atalım;

·Her şeyden önce; spor kültürünün tüm ülke düzeyinde yeterli bir şekilde tanıtılıp yaygınlaştırılması ve mümkün olan her yaştaki insanımızın spor yapmaya teşvik edilmesi,

·Beden Eğitimi ve Spor Bilimi ile uğraşan kurumlarımızın dolayısı ile Üniversitelerimizin Dünyadaki diğer eşdeğer kurumlarla yarışır bir duruma ulaştırılması, aksi takdirde yetiştirecekleri Beden Eğitimi Öğretmenlerinden çok büyük yarar göremiyeceğiz.

·Biliimsel verilere dayanan yetenekli sporcu arama ve tarama işlemlerinin erken yaş gruplarından itibaren başlatılması ve Seçilen bu yeteneklerin eğitilmelerinde görev alacak ekibin yeterli bir bilgi, beceri ve deneyimle donatılması,

·Saha, tesis ve spor yapılacak yerlerin yapımında o bölgenin coğrafi özellikleri göz önünde bulundurularak yapılmasının sağlanması,

·Sporu en üst düzeyde yönetenlerin az da olsa spor bilimi ile ilgili bilgilerle donatılmış kişilerden olması,

·Ülke düzeyinde yüzlerce Antrenör ve Beden Eğitimi öğretmeninin işsiz ve boş olduklarını biliyoruz bunları bir an önce meslek içi eğitimlere tabi tutup ülke sporunun gelişimi için çalışmaların içerisine alınmaları sağlanmalı,

·Uluslararası bağlantılar kurarak, sporda gelişmiş ülkelerle değişim projelerinin yapılması,

·Özellikle Kitle iletişim araçları ve TV proğramlarında Futbolun dışındaki tüm spor dallarına aynı oranda önem verilmesi ve desteklenmesi,

·Sporcu sağlığı, sporcu beslenmesi, spor sakatlıklarının önlenmesine ilişkin bu alanlarda çalışacak insanların yetiştirilmesi ve teşvik edilmesinin yanı sıra, bu kişilerin topluma geniş bilgiler vermesi ve sakatlanmaları önlemeye yönelik önlem alınması,

·Sporda hak, hukuk ve adaletin sağlanması ve spor hukukunun geliştirilmesi, konularının çok boyutlu bir şekilde bu çalıştayda masaya yatırılarak çözüm önerilerini bulmaktan geçer.

Ancak bu konulara bağlı olarak daha sayamadığım birçok önemli konuların olduğunu ve bu sorunlara çözüm bulduğumuz oranda ülke sporumuzu bulunduğu yerden daha iyi bir yere taşınabileceğini düşünmekteyiz.

 

 

 

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI

    iletişime geç

    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    Köşe Yazarları
    ESAT ERÇETİNGÖZ
    ESAT ERÇETİNGÖZ Şarkıcı Ege'den Ayvalık'a anlamlı jest
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU
    ATİLLA KÖPRÜLÜOĞLU Ayvalık 20.Zeytin Hasat ve Turizm Festivali'nin ardından... "Şiir, zeytin, Ayvalık"
    AVNİ ERBOY
    AVNİ ERBOY Bu hesap çözülür mü?
    ERDOGAN ARIPINAR
    ERDOGAN ARIPINAR Derneklerin yönetimi değişince, yöntemleri ne olmalı?
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN
    Prof. Dr. YAVUZ TAŞKIRAN Sporda tekno-ergonomi
    SEVGİ MOLVA
    SEVGİ MOLVA Zeytin ağacıma dokunma
    BEDRİ CUMHUR DOĞU
    BEDRİ CUMHUR DOĞU Karşıyaka Körfezi’nde Dalgalanan Bayrak
    YILMAZ DURMAZ
    YILMAZ DURMAZ İktidarın yolu
    SEZGİ KAYA
    SEZGİ KAYA Dönemin en ünlü yazarlarından: Virginia Woolf
    SİNAN GENÇ
    SİNAN GENÇ Ataları düşman değil, kardeşmiş
    CAN BARHAN
    CAN BARHAN Jose Mourinho'yu uyarmak lazım
    OKAN YÜKSEL
    OKAN YÜKSEL Göztepe'nin koca kaptanı Gürsel Aksel
    FİRDEVS TUNÇAY
    FİRDEVS TUNÇAY Bakü'de bir Karşıyaka sevdalısı
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK
    Prof. Dr. YÜCEL OCAK Kirli düşüncelerinizi ve ellerinizi futbolun üzerinden çekin
    Dr. ŞABAN ACARBAY
    Dr. ŞABAN ACARBAY Antrenörler ve yorgunluğun giderilmesi
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI
    Prof. Dr. SEYHAN HASIRCI Futbolun ve futbolcunun kirli yüzü
    MUSTAFA YILMAZ
    MUSTAFA YILMAZ Halka ucuz gıda için...
    TEOMAN GÜRAY
    TEOMAN GÜRAY Bir kıvılcım yakmak
    EBRU DIVRAK
    EBRU DIVRAK Sonra ne oldu?
    Prof. Dr. İLKER GÜL
    Prof. Dr. İLKER GÜL Vatan, Millet, Sakarya gazı...
    Prof. Dr. BİLGE DONUK
    Prof. Dr. BİLGE DONUK Pandemi Döneminde Çocuk ve Spor
    MERT ERBOY
    MERT ERBOY Kaf Kaf maç sonu çekilir!
    Dr. HAKAN TARTAN
    Dr. HAKAN TARTAN Bir insanlık abidesi Kemal Baysak
    ERDAL İZGİ
    ERDAL İZGİ İki bin onsekiz
    TUNÇ AFŞAR
    TUNÇ AFŞAR Yeniden yapılanma
    Kimse Duymasın
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Kimse Duymasın 2020 | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle